Katliamlara, ölümlere, yolsuzluklara, kadına şiddete, çocuklara
tecavüze alıştırılmış bir toplum...
44 kişinin katledilişinin üzerinden iki gün bile geçmeden açılış
törenleri düzenler, konfeti yağmuru altında halay çeker...
Adına ister “gurur köprüsü”, isterse “körfeze gerdanlık”
deyin...
Atatürk Havalimanı’ndaki eli kanlı terör örgütü IŞİD’in katliamı
aradan üç-dört gün geçince unutuldu bile.
Hayatın akışı böyledir, demokrasinin ve özgürlüklerinin gelişmediği
ülkelerde...
Bir yandan havuz medyası öte yandan iktidar, Türkiye’nin hızla
nereye gittiğinin farkında bile değildir...
Osmangazi Köprüsü açılmış, Türkiye çağ atlamıştır, demokrasisi
yerinde saymayıp daha da geriye giderken, insanlar düşüncelerinden
ötürü, özgürce yaşamak için zindanlara girerken...
Toplumun yüzde 50’si “barış” dediğinizde de evet, “savaş”
dediğinizde de “evet” diyorsa bu işte bir tuhaflık vardır.
İstanbul katliamı, ölen insanlar, çocuklar...
Unutulup gitti her zaman olduğu gibi.
Osmangazi Köprüsü açıldı Türkiye’nin gururu kabardı. İsrail’le
anlaşma yapıldı, Rusya’yla barış kapısı açıldı.
Eh Rus turistler 15 Temmuz’da Türkiye’ye gelir de Akdeniz
sahillerinde hareketlilik başlarsa, herkesin keyfi yerine
gelecek...
Panama belgeleri dünya medyasıyla birlikte Cumhuriyet’te
yayımlanıyor, tüm ülkelerde büyük yankı buluyor bulmasına da
Türkiye’de kimsenin umurunda değil.
Eh bayram tatili dokuz gün, Osmangazi Köprüsü’nden geçiş ücretsiz,
bas gaza çek git...
Şu köprüyü yapan şirkete çok şey borçluyuz çok.
***
Zamanın aralığında, dar bir eşikte ölümle yaşam arasındaki o
ince çizgiyi görüyorum bugün.
23 yıl önceye gidiyorum...
Sivas’ta aydınları, şairleri, sanatçıları, emekçileri yakan düşünce
yapısının sarmalında, acılarımız, hüzünlerimiz dilim dilim.
23 yıl önce Sivas’ta 33 can barbar bir saldırı sonucu askerin,
polisin, dönemin siyasi iktidarın gözlerinin önünde katledildi.