Yeryüzünde yalnızların akşamının kaçak beyaz
bir bulutun hüznüyle buluştuğu
ufukta, çiçek kokuları dolardı odanın içine...
Mavi tebeşirdi evler, kıyıya inen sokaklar,
sandallar!
Sevdalı bir bulut geçerdi günbatımlarında; gün
doğumlarında bir özlem kuşu
havalanırdı ağaçlar üzerinden.
Yıllar ne kadar çabuk
geçmişti mor menekşeler içinde
doğan çocuk, anımsamıyor musun?
Hayatı, benliğini saran rüzgârları, o son
fırtınayı, karanlıkta
yanan ışıklarıntitreşimini...
Zaman geçtikçe acı ıslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne
dönüşür.
İnsan sevdiklerini bitire bitire yaşar;
yıllar geçtikçe ışıkların titreşimi birbirine karışır.
O anda anıların gelir aklına, çocukluğun,
acıların, hüzünlerin...
Gökyüzü sıkılmış bir yumruk gibi gerilmiştir bu soygun düzeninde,
bilirsin...