İdeolojilerinin var oluş nedeni, koşulları
birbirine benzeyen insanların sorunlarına çözüm
getirmektir.
Yani, önce gökten zembille
bir ideolojiyi getirip
sonra da “haydi bakalım, toplumda bu ideolojinin hizmet edeceği
insan arayalım” denmez.
Ahmet Taner Kışlalı, bu konuda
şöyle
demişti 90’lı yılların
başlarında bir panelde konuşurken:
“Tersine, toplumdaki hangi kesimlerin,
hangi sınıfların sorunlarına çözüm arıyorsanız; ona göre bir
ideoloji geliştirirsiniz.”
Elbette bir ideolojinin
mutlaka sizin
toplumunuzda doğmuş olması gerekmez. Ama
başka toplumda doğmuş bir ideolojinin toplumumuzda etkili
olabilmesi için, özel
koşullarınıza göre değiştirilmesi
gerekir.
Yoksa, Türkiye’ye komünizm getirme düşü ile
telef olan nice kuşaklara
benzersiniz.
Atatürk niçin başarılı
oldu? Anadolu’da komünist sevda peşinde koşanlar niçin hüsrana
uğradılar?
Kemalizm, hiç kuşku yok ki
dünyayı yeniden keşfe çıkmadı. Başka toplumların deneyimlerinden
yararlandı. Liberalizmden ve sosyalizmden esinlendi.
Burada önemli
bir ayrıntıdan söz
etmeliyim…
Aydınlanmanın yararlandığı öğeleri “Anadolu
gerçeği” üzerinde yeniden bir araya getirdi. Böylece
“evrensel” ama “özgün” bir oluşum ortaya
çıktı.
Ortanın
solu, demokratik
sol hareket, çıkış noktasında bir
evrensellik ve özgünlük, “ne ezen ne ezilen, insanca hakça
düzen sloganıyla” hayat buldu.
***
Sovyet imparatorluğu çökerken, tek parti diktatörlüğüne karşı oluşmuş tepki birikiminin patlaması yaşandı.