Cüneyt Arcayürek’i “dönüş tarihi
belli olmayan” tatile değil, sonsuzluğa
uğurlarken, Ankara’da
olası AKP-CHP hükümet ortaklığı
konuşuluyordu...
Maltepe Camii’nin geniş avlusunda, ağaçların gölgesindeydim,
dostlarla birlikte...
7 Haziran seçimleri sonrası, insanların
özellikle gazetecilerin derin bir soluk aldığı, Türkiye’yi baskıcı
bir yönetim sarmalıyla korkutanların
bir adım geri attığı açıkça
görülüyordu.
Türkiye’de laik,
demokratik, sosyal hukuk
devletinin temellerinin sağlam atıldığı, bunu yıkıp
yerine otoriter, dinci bir
devlet yapısının hayata geçirilemeyeceğini elbet çok
iyi biliyorduk.
Bilmemize
karşın halkımızın büyük bir
bölümü sinmiş, merkez
medyamızkorkuyla birlikte
bir yılgınlığın içine düşmüştü...
Seçimler yapıldı, tek parti dönemi bitti!
Dile kolay, AKP tam 13 yıl Türkiye’yi
tek başına yönetmiş, bir yıl önce meydanlarda17-25
Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu halkın onayıyla
aklanmış, Erdoğancumhurbaşkanı
seçilmişti...
7 Haziran seçimlerinde, halkın seçtiği
bir Cumhurbaşkanı anayasayı açık
açık ihlal etmekten çekinmiyor, devletin tüm olanaklarını
kullanarak kent kent dolaşıyor, partisini örtülü olarak
desteklediği siyasal mitinglerin “cumhurun
temsilcisiyim” diyerek üstünü örtüyordu...