Ülkemiz bir ateş çemberi içinde...
Terör kanlı yüzünü önceki gün
İstanbul’da, Sultanahmet Meydanı’nda
bir kez daha gösterdi...
Acımız büyük, yüreğimiz yanıyor...
Hep söylediğimiz, yazdığımız şuydu bugüne dek:
“Terör nereden gelirse gelsin bir insanlık suçudur!”
Biz yazmaktan bıktık, siz
okumaktan... Terör belası
giderek ülkemizi kuşatıyor.
Suruç, Ankara
katliamı, ardından salı günü İstanbul’un
kalbi Sultanahmet’te
alınan canlar...
Ölenlerin tümü yabancı.
Canlı bomba Suriye’den Türkiye’ye giriyor. Eylemi yapan kişi Suudi
doğumlu, Suriye uyruklu. Türkiye-Suriye sınırı 911 kilometre.
Sınırın korunması oldukça zor.
IŞİD terör örgütü Türkiye’nin belli
bölgelerinde destek
alabiliyor. Teröristlere her türlü yardım
yapılıyor.
Ülkemiz terörle birlikte yaşıyor, toplum ise kaygılı,
şaşkın.
Yayın yasağı konulduğu için bilgi alamıyor, gerçekleri
bilmiyor...
Devletin bir istihbarat açığı olduğu kesin.
Terör söz konusu olduğundan toplumun birlikte hareket etmesi
gerekir. Çünkü terörün
dini, mezhebi, dili,
ırkı, dini, rengi yoktur.
İstanbul’un kalbi Sultanahmet vurulurken aynı
saatlerde Şanlıurfa’da IŞİD
operasyonu yapılıyordu. 22 eve
baskın yapıldı, 21
kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların IŞİD terör örgütüne militan kazandıran, bomba
eğitimi veren, eylem hazırlığında olan Şanlıurfa hücre yapılanması
olduğu yetkililerce açıklandı...
***
“Kök hücresi Adıyaman’da yapılanan, buradan
tüm Türkiye’ye dalga dalga yayılancihatçı terör
örgütü” ülkemizi ateş
çemberine dönüştürdü.
Arap Baharı,
ardından Suriye ve Libya’daki
iç savaş, Mısır,
öncesi Irak ve yüz binlerce
ölü...