Diyarbakır’da yaşananlar
neyin habercisidir?
Yapılmak istenen bir “kaos
ortamı” yaratmak, Türk-Kürt çatışması
çıkarmak gibi geliyor herkese...
Kimilerine göre bir kışkırtma, kimilerine
göre kirli bir tezgâh.
Cumartesi günü öğle saatlerinde başlayan silahlı çatışmanın
ortasında kalan Diyarbakır Baro Başkanı, kimler tarafından
öldürüldü?
Tahir Elçi’nin basın açıklamasını yaptığı sırada
silahlı çatışmanın arasında kalması rastlantı mı?
Görüntülere baktığımızda Tahir
Elçi ve arkadaşlarına yönelik
saldırıda bir keskin nişancının uzun namlulu silahla
uzaktan kendisine ateş ettiği anlaşılıyor.
Tam bu sırada polis
memuru Ahmet Çiftaslan da
şehit ediliyor...
Amaç çok açık...
Tetiği çeken hainler kimse, sıkılan kurşun Türkiye’ye
sıkılmıştır...
Toplumu ayrıştırıp Türk-Kürt çatışması
çıkarmak isteyenler kim ya da kimlerse hemen ortaya
çıkarılmalıdır.
Çünkü bir polis, bir de özgürlük savunucusu bir avukat
öldürülmüştür.
Çok sayıda gazeteci ve
polis yaralanmıştır...
Türkiye’nin birliğini ve bütünlüğünü bozmak isteyenlere karşı
düşüncelerimiz ne olursa olsun duvar örmemiz gerekir.
Onun için tüm Türkiye bu
olaya seyirci
kalmamalıdır...
Tarihi Dört Ayaklı Minare önünde, 500
yıllık “kültür mirası”nın korunmasını, orada
çatışma, operasyon olmasını
istemeyen Tahir Elçi’nin öldürülmesi, önceden
hazırlanmış bir senaryonun hayata geçirilmesi midir?
***
Son gelen bilgilere göre, bir sivil araçtan ateş
açıldığı da yetkililer tarafından
açıklandı...
İnsanın içini acıtan, düşündüren bir kanlı olayın fotoğrafı var
karşımızda...
O fotoğrafa baktığımızda, saldırganın çok iyi silahlı kullandığı
gerçeğini gördük dün.Gerçek olan, tek
kurşunun Tahir Elçi’yi
başından vurması...
Ara sokaktan ateş
ediliyor Tahir Elçi’ye...