Kimi zaman yıldızlar geçiyor yüreğimin içinden, mavilerle
donatılmış ilk yaz... Renkli bir gecenin sabahında umutlarım,
sevdalarım.
Hâlâ “başı açık- başı kapalı” tartışmaları yapılırken kadın
ölümleri artıyor, kadınlar ötekileştiriliyor.
Çiçeğe durmuş kayısının, bir ıhlamur ağacının yalnızlığı, bir
çocuğun, kadının gözlerindeki umut, gençlerin
çaresizliği...
Hayatın penceresi, doğan güneş, şehit haberleri, viran evlerdeki
gözyaşları.
Başörtülü bir anne ağıt yakıyor oğlu için...
Türk, Kürt, polis, asker, genç, yaşlı... PKK’nin
polis lojmanlarına attığı bomba, ölen çocuklar, çarşıda karısıyla
birlikte alışveriş yaparken öldürülen astsubay...
Kürt çocukları Ceylan, Elif,
Uğur...
İki ateş arasında vurularak katledilen dedeler, babalar,
gençler...
Bir Türk, bir Kürt anne ve baba
aynı gün şehit düşmüş oğullarını toprağa veriyor...
Diyarbakır’da, Manisa’da... Pusu
kurmak, çocukları öldürmek, yaşamları altüst etmek.
Ezmek, ezdirmek, bombalı saldırı yapmak...
Ayrımcılık!
Zorbalık!
Karanlık dehlizlerde dolaşmak.
Başı örtülü, başı açık...
Sana ne yahu!
Bu ülkede 12-13 yaşında çocuklar ölüyor, bombalar
patlıyor. “Asit kuyuları, öldürelim de kurtulalım” deniliyor...
Yalvarıy...