Tüm ülke şehitlerine ağlıyor...
Bir babanın çığlığı, bir
annenin gözyaşı, kadının
acısı...
Helikopter kazasında şehit olan, aralarında
yüksek rütbeli askerlerin bulunduğu 13
asker...
Üç gündür kahramanlarımızı
toprağa veriyoruz.
Şehitlerimizin insanın içini acıtan,
hüzünlendiren, düşündüren öyküleri kaldı geride.
Şırnak’tan gelen acı haber
ailelerin evlerine ateş düşürdü, daha önceleri olduğu gibi.
Şehitlerimizin hepsi orta gelirli, esnaf,
üretici, memur, işçi ailelerin
çocuklarıydı.
Şırnak şehidi Yarbay Songül
Yakut, FETÖ kumpasıyla ordudan atılınca
“Göreve döneyim, teğmen ruhuyla başlarım.
Küskün değilim” demişti.
Sekiz yaşında babasını yitirmişti...
Çalışkandı...
Disiplinliydi...
Subay çıktı...
Songül Yarbay’ı annesi okuttu.
Yıllar geçti.
Türkiye’nin ilk kadın ilçe
jandarma komutanı olarak tarihe geçti.
Kumpasa uğradığında tüm engelleri birer birer
aştı, âşık olduğu mesleğini söktü aldı
kumpasçıların elinden.
Şırnak’a atandı...
Songül Yakut şöyle dedi:
“Bayrağın dalgalandığı her yer
vatandır...”
Koşarak gitti ve görevine başladı...
Şehit oldu...
Çok sevdiği ülkesinin kalbine
gömüldü...
Hayatın akışı içinde umutlar, umutsuzluklar
yüreği yurt ve insan sevgisiyle
dolu 13 yiğit insan...
Onların arasında yol arkadaşları...
Sevgi...
Umut...
Var oluş...
Geride kalan analar,
babalar, kadınlar,
çocuklar...
Yükselen
çığlıklar...
Acı, hüzün,
gözyaşı...
***
Tümgeneral Aydoğan Aydın,
Albay Oğuzhan Küçükdemirkol, Başçavuş
Fevzi Kıral, Uzman Çavuş Zeki
Koç.
13 kahraman...
13 ayrı öykü...
Şehit olan Tümgeneral Aydoğan Aydın, askerlerin
çok sevdiği, onlarla birlikte yemek yiyen babacan
bir komutandı.