MYK sonrası konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü
Selin Sayek Böke, önemli bir açıklama yaptı:
“Halkoylamasından evet çıkmamış ve bir anayasa değişikliği
gerçekleşmemiştir. Halkoylaması yok hükmündedir.”
CHP sözcüsü Böke, halkoylamasındaki şaibe tartışmaları üzerine
Meclis’ten çekilmek dahil tüm haklarını kullanacaklarını söylerken,
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, “Sine-i millet konusunu tartıştık
ama doğru olmayacağına karar verdik” dedi.
Perşembe günü ise Cumhuriyet’in manşeti şöyleydi:
“YSK’den şaibeye kılıf...”
Alican Uludağ’ın haberi ilginçti...
Ne diyordu arkadaşımız Uludağ:
“Mühürsüz oy geçerlidir kararı, YSK tarafından üç gün sonra
açıklandı.
Kararda, mühürsüz oy kullanılmasının yasaya aykırı olduğu itiraf
edilirken bunun seçmene yüklenebilecek bir kusur olmadığı öne
sürüldü.
YSK, sandık görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulacağını da
ilan etti. Açıklamanın, CHP’nin itirazının ardından gelmesi de
dikkat çekti.
Ana muhalefet partisi kararı görmeden YSK’ye itiraz etti.”
Şimdi önemli olan sorular şu:
Mühürsüz oy kararı, seçimden üç gün sonra neden yayımlanabildi? Oy
kullanma hakkına atıfta bulunan YSK, suçu niçin sandık kuruluna
attı?
Bu iki soru çok önemli...
Yanıt verilmesi gerekiyor...
***
Erdal Aksünger başkanlığındaki CHP heyeti, halkoylamasındaki
usulsüzlüklere ilişkin YSK Başkanı Sadi Güven’i ziyaret etti.
Güven’in konuya ilişkin açıklaması kısaydı:
“Düşüncemi söylemem, ihsası rey olur...”
Güven, öteki soruları geçiştirdi...
CHP’li Aksünger’in açıklaması ise ilginçti:
“Net yanıt verecek durumda değiller. Çok tedirginler. Diken üstünde
oldukları belli.”
Böylece serbest ve demokratik seçime gölge düştü...
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canbolat halkoylamasının her türlü
şaibeye açık olarak yapıldığının altını çizdi, 15 ilçede seçimlerin
iptalini istedi.
1900 sandık ve 200 bin oy...
Bu arada CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklaması çok
önemli:
“16 Nisan’da hükümet ve YSK işbirliğinde milli iradeye darbe
yapılmıştır.”
Bu arada bir başka konunun altını çizeyim:
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyük kentlerde hayır
oylarının fazla çıkmasının faturası belediye başkanlarına
çıkarılacak.
AKP, özellikle Ege ve Akdeniz’in kıyı-iç kesimlerinde yeni bir
örgütlenmeye gidecek...
***
Anayasa hukukçusu İbrahim Ö. Kaboğlu ise şöyle bir saptama
yapıyor:
“16 Nisan oylamasında hukuksuzluklar zinciri birbirini izledi:
Üzerinde İlçe Seçim Kurulu ve sandık kurulu mührü bulunmayan
zarflar geçersiz sayılır (md. 98) ve arkasında sandık mühürü
bulunmayan oy pusulaları geçersizdir (298 sayılı K..., md. 101,
Değ. 2010) şeklindeki açık yasaklara karşın, mühürsüz zarf ve
pusulalar geçerli sayıldı.”
Oysa YSK, seçimleri iptal veya mühürsüz pusula ve zarflar yoluyla
kullanılan oyları iptal dışında bir seçeneğe sahip değildi.