Talat Paşa, 1- 2 Kasım 1918 gecesi diğer İttihatçı liderlerle birlikte Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldıktan sonra Almanya’ya yerleşti. Berlin’de Charlotenburg’da, Hardenberg Strasse’de bir evde kalıyor, sade bir hayat sürüyordu. Çevresinde Almanya’da bulunan İttihatçılardan oluşan bir grup bulunuyordu. Dr. Nâzım ve Dr. Bahattin Şakir ile sık sık buluşuyor, ülke sorunlarından uzak kalmıyorlardı. Talat Paşa’nın bu dönemde Mustafa Kemal ile yazıştığı, ondan gelecek izinle Anadolu’ya geçmeyi düşündüğü biliniyor.
ANKARA NASIL YORUMLADI?
Talat Paşa’nın öldürülmesini Ankara Hükümeti nasıl yorumladı?
Buna ilişkin resmi bir belge bulunmuyor. Ancak Ankara Hükümeti’nin
resmi organı sayılan Hakimiyet-i Milliye’nin haberi verişinden ve
yorumundan bunu çıkarabiliyoruz. 20 Mart 1915 tarihli gazetenin
yorumu şöyle:
"...Bu cinayetin sebebini her şeyden evvel, İngiliz suikastlarında
aramak zaruridir. İngilizlerin, askerle ve politikayla başa
çıkamadıkları Türkiye’ye bugün mikyası geniş bir suikast tertibatı
ihzar ettikleri anlaşılıyor... Bu menfur cinayet İngiliz
hiyanetinin beşeriyetin yüzünü kızartacak ne çirkin bir raddeye
ilerlediğini bir kere daha gösterir. İngilizler, menfur
politikalarıyla gasıb-ı harplerine şimdi bir de Türk ricalini
saklıca arkadan vurmak şeneatını ilave ettiler... Vefatı cidden
şayan-ı eseftir. Cenab-ı Hak rahmeti aliyesine mazhar eylesin."
Görüldüğü gibi Ankara, katilin Ermeni oluşuna karşın hedef olarak
İngiliz emperyalizmini göstermiştir. Bu tespit doğrudur. İttihat ve
Terakki’nin liderlerine karşı İtalya’da, Rusya’da ve Almanya’da
işlenen cinayetlerde Ermeni militanlar bir maşa olarak
kullanılmıştır.
NASIL ÖLDÜRÜLDÜ?
İttihatçıların önde gelen liderlerinden Dr. Nâzım, Cavit Bey’e
yazdığı tarihsiz (muhtemelen 21 Mart 1921) bir mektupta, Talat
Paşa’nın katledilişini şöyle anlatıyor:
"Katil son zamanlarda Talat’ın evinin tam karşısına tesadüf eden
evde bir oda tutmuş, her gün panjurlarını indirdiği pencerenin
arkasından Talat’ı tarassut altına alıyormuş. Martın on beşine
tesadüf eden Salı günü saat on bir raddelerinde Talat, evden yalnız
çıkmış, eldiven satın almak üzere yola koyulmuş. Haronberg
Sokağının 27 numaralı hususi konağının parmaklıkları önüne geldiği
zaman arkasından gelen katil büyük hacimde parabellum revolveriyle
hemen üç dört parmak mesafeden ve arkadan kafatasına bir kurşun
sıkmış. Talat derhal teslimi ruh etmiş ve taşlar üzerine yüzükoyun
düşmüş. Katil revolveri yere atıp kaçmaya başlamış. Lakin o sırada
vakayı görenler tarafından yakalanmış. Kafası yarıldıktan sonra
polise teslim edilmiş. On biri çeyrek geçe muhafaza müdürü sabıkı
Salim Bey bana geldi. Haronberg sokağında birisinin ya intihar
ettiği veyahut öldürüldüğünü anlattı. Salim Bey vakaya iki üç yüz
metre uzaktan şahit olmuş. Fakat merak edip de yere düşeni nazar-ı
tetkikten geçirmemiş. Yalnız üzerindeki palto ile kunduralarının
rengi hatırında kalmış. Bu rivayet bende hiç bir şüphe uyandırmadı.
Beş altı dakika sonra Rüsuhi Bey geldi. Paşa’nın bana gelip
gelmeyeceğini sordum. Bir çeyrek evvel evden çıktı. Çarşıya doğru
gitti. Avdetinde buraya uğrayacak dedi. Salim Bey paltosunun rengi
ile kunduraları hakkında izahat istedi. Rüsuhi Bey’in cevapları
bizi endişeye düşürdü. Hemen kalkıp mahall-i vakaya gittik.
CENAZE TÖRENİNE ‘DOĞU MİLETLERİ’ KATILDI