Eylül ayı Mao Zedung’un öldüğü aydır. (9 Eylül 1976) 1 Ekim 1949′da Çin halkı, Çin Komünist Partisi’nin önderliğinde emperyalizme, gericiliğe ve feodalizme karşı büyük bir zafer kazandı. Çin Devrimi, dünya devrimci hareketine o zamana kadar yaşanmayan müthiş bir tecrübe kazandırdı. O tecrübenin adı, “Büyük Proleter Kültür Devrimi”ydi. Kültür Devrimi, Mao Zedung’un önderliğinde milyonlarca kitlenin katıldığı bir hareketti.
NASIL BAŞLADI?
10 Kasım I965′te Şanghay’da günlük olarak yayımlanan Ven Hui Pao Akşam Haberleri gazetesinde “Hay Juy Daire’den kovuldu” oyununu şiddetle eleştiren bir yazının yayımlanması ile Mao, modern revizyonizme karşı ilk atışını yapmış oldu. Yazı, revizyonizmin parti içindeki temsilcilerini hedef alıyor ve teşhir ediyordu.
Bir sonraki yazıda, 16 Mayıs 1966’da Mao Zedung, Kültür Devrimi’nin proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadele olduğunu ifade ediyor ve burjuvazinin “dışarıda değil içeride” tam da komünist partisinin içinde aranması gerektiğini söylüyordu.
Bu, dünya komünist hareketinin tarihinde daha önce görülmemiş bir analizdi. Devrim yapmış bir parti, kendi içinde “burjuvazi” arıyordu! “Karargâhları bombalayın!” sloganı böyle atılıyordu. Modern revizyonizmin kültür- sanat, edebiyat, dış politika, tarım ve sanayi alanındaki temsilcileri hedef alınıyordu.
Mao’ya göre burjuvazi, kılık değiştirerek iktidarı yeniden ele geçirmek isteyebilirdi. Parti içinde iki çizgi mücadelesi her zaman olacaktı. Ona göre yıkılmayan tek kale kitlelerdi. Devrimin sürdürülmesinin yolu da buradan geçiyordu.