Faruk Sükan, 1960'lı yıllarda Adalet Partisi hükümetinin İçişleri Bakanı'ydı. “Zehir Hafiye” olarak bilinirdi. Solcuların “nefes alışlarını bile dinlemekle” övünürdü. 60'lı yıllarda solcu devrimci gençlerle sağcı ülkücü gençler arasında başlayan çatışmaları, “iti ite kırdırıyoruz” diye yorumluyordu.
Sükan, dönemin Başbakan'ı Süleyman Demirel'e şu öneriyi sundu; “Polis güçlendirilmeli, sayısı artırılmalı ve ağır silahlarla donatılmalı. Böylece olası bir askeri müdahaleye karşı koyacak silahlı bir kuvvet yaratılmalı.” Faruk Sükan, 27 Mayıs türü bir devrime karşı çare olarak bunu görüyordu!
Demirel'in cevabı “olmaz öyle şey” oldu. “Bir devletin bir ordusu olur. Olmaz öyle şey!”
ÇİLLER DE DENEDİ
“Zehir Hafiye”nin önerisini yıllar sonra Tansu Çiller gerçekleştirmek istedi. 1993 yılından sonra Çiller'in başbakanlığı döneminde polis teşkilatında köklü bir değişikliğe gidildi. O dönemde sayısı 150 bin olan polis teşkilatı güçlendirildi. Aydınlık’ın sonradan “Çiller Özel Örgütü” olarak adlandırdığı örgütlenme içinde Emniyet Özel Harekât Dairesi'ne özel önem verildi. Devletin örtülü ödeneğinden, Özel Örgüt'e fon ayrıldı. Silah tüccarı Ertaç Tinar aracılığıyla sözde “hibe” olarak polise ağır silahlar yasadışı biçimde getirildi.
Kutlu Savaş tarafından hazırlanan “Susurluk Raporu”nda bu marifetlerin tümü yazıldı. Tüm bunların açığa çıkarılmasında kuşkusuz Aydınlık'ın “haberde sınır tanımayan” olağanüstü çabasının büyük katkısı vardır.