“Fırıldaklık” zor zanaat arkadaş… Önce tehdit edip parmak
sallayacaksın, düşmanımın düşmanı dostumdur deyip her türlü
ittifaka teşne olacaksın, belaltı-belüstü demeyip çok pis
dalacaksın, sonra kaybedince de düşman bellediğin adamın omuzuna el
atıp; 'Olur böyle şeyler, nerde kalmıştık?!...' diyeceksin…
Pişkinliğin yüzsüzlüğün dibi!... Kolay değil tabii…
7 Haziran'dan sonra 'diktatörlük sandıkta yıkıldı' diyen bir kısım
Babıali allamesinin sevinçten etekleri zil çalmıştı… AK Parti 1
Kasım'da 2 kişiden 1'inin oyunu alınca, abandone olmuşlardı…
AK Parti'nin (1 Kasım'la birlikte) dönüşü muhteşem olmuştu… 13
yıldır tek bir öngörüsü tutmayan Babıali fırıldaklarının da
'dönüşü' muhteşem oldu!…
Emekliliğin tadını çıkartan eski kaptanının, 'Yeni bir sayfa
açalım, geçmişi unutalım' dönüşü bu minvaldedir…
Aşırı dönüş yapmaktan vantilatöre dönen çakma Nişantaşılı da
nereden döneceğini bilemediği için eski kaptandan tornistan
dersleri alıyor!... (Çakma Nişantaşılı dediğim 'Nuh'un Gemisi'nden
kaçıp 'Amiral Gemisi'nde çımacı olan muhterem!...)
Son günlerde 'Başkanlık Sisteminin' faziletlerinden bahsetmeye
başladı…
Neden başkanlık sistemini istediğini tek tek açıklıyor;
“Kuvvetler ayrılığı”, “hukukun üstünlüğü”, “bağımsız yargı”,
“demokrasi” gibi ilkelerden söz ediyor…
Hızını alamıyor;
“Başkanlık sistemi, adı üstünde bir sistemdir. Bugünkü gibi bir
sistemsizliğin içinde debelenmektense adı “başkanlık” olan bir
sisteme geçmek, çok daha hayırlı olacaktır…” diyor…
10 Nisan 2015'te bu ülkede 'Başkanlık' sistemini savunmanın mümkün
olmadığını, 'Başkanlık' sisteminin ne menem musibetlere yol
açacağını tek tek anlatan çakma Nişantaşılı'dan eser kalmamış…