Aslında manzara çok net…
ABD, Rusya, Fransa, İtalya, İngiltere, Kanada, İspanya, Belçika,
Portekiz, Yunanistan ve Hollanda'nın savaş gemileri Doğu Akdeniz'de
seyir halinde…
(12 ülkeden 36 savaş gemisi; destroyer, firkateyn, uçak gemisi,
denizaltı..vs,)
ABD'nin öncülük ettiği koalisyon güçlerine katılan ülke sayısı ise
40'a ulaştı...
Anlayacağınız başta küresel güçler olmak üzere neredeyse tüm dünya
bu bölgede, burnumuzun dibinde…
Diyorlar ki; “Ey Türkiye, biz buradayız, sen bu işe karışma… Suriye
ve Irak'a müdahale etme, mülteci gelirse al, ama bize
gönderme!...”
Sadece burnumuzun dibinde değiller, bizim işlerimize de burunlarını
sokuyorlar... Türkiye'nin içeride terörle mücadele etmesine de
karışıyorlar... 'Aman hendeklere dikkat, insan hakları,
demokrasi...' diyorlar... Devlet suç işliyor diyen akademisyen
bozuntularına da destek çıkıyorlar...
Onca düvel bir araya gelmiş.., Ortalığı kan gölüne çevirenler
onlar..,
3 milyon mülteciye kucak açan biz.., aman karışmayın
diyorlar...
Utanmazlığın, pişkinliğin dibi!..
Yeni haritalar çizecekler ya, kime ne kadar pay düşecek onun
hesabını yapıyorlar…
Yine tarih tekerrür ediyor... İki düşman, iki ezeli rakip ABD ve
Rusya birbirlerine bulaşmıyorlar…
Rusya bir yandan Esed rejimini ayakta tutmaya çalışırken diğer
taraftan kantonları birleştirip Türkiye'nin güneyi boyunca uzanan
bir devlet kurması için PYD-YPG'ye koridor açıyor…
ABD'nin de işine geliyor olmalı ki ısrarla PYD'ye elleşmeyin
diyor!...
Türkiye'de özyönetim martavalıyla başlatılan ihanet karşılık
bulsaydı Türkiye'nin Güneydoğusu'nu da içine alacak şekilde
büyüteceklerdi kantonları...
Velhasıl sınırımızda Türkiye'ye düşman, ama küresel güçlere dost
bir ülke istiyorlar...
Gerektiğinde Türkiye'ye ayar vermek için kullanılabilecek bir
ülke... (Kobani olaylarında olduğu gibi...)