Askeri okullara kayıt yapılırken “Bakın bakalım, annesi
tesettürlü mü?..” diye araştırılırdı… Cevap 'evet' ise şansı hiç
yok gibiydi… Annesi kapalıysa kendisinin çok laik olduğunu
ispatlaması gerekiyordu… Bazen de aile fotoğrafı istenirdi… Ailede
tesettürlüler, sakallılar var mı diye öğrenmek için…
Geçtiğimiz günlerde Abidin'e bir mektup yazmıştım, onunla devam
edelim;
“Sana, 'yaşam tarzına müdahale'nin resmini yapayım mı Abidin?..
Başörtülü bir üniversite öğrencisi 'ikna odasına' alınır… Kendisine
denir ki; “Bak başörtüsüyle üniversiteye giremezsin… Okumak,
aydınlanmak istiyorsan çıkartmalısın… Şimdi müstahdem 'bilmem kim'
efendiyi çağırıyorum, önce onun yanında başını aç, utanma duygusunu
atarsın!..”
Sana bir resim daha yapayım mı Abidin?…
Askeri liseyi bitiren oğlunun mezuniyet törenine alınmamıştır
başörtülü anne… Tören alanının dışından, parmaklıkların ardından
oğlunu izler, aynı anda mutluluk ve hüzün gözyaşları döker
sessizce…”
Orduevlerine ve hatta askeri hastanelere alınmazdı başörtülü
kızlarımız, annelerimiz, ninelerimiz…
Ama artık TSK'da başörtüsü serbest…
Yanlış anlamayın, artık orduevlerine, askeri hastanelere..vs,
başörtülülerin girebileceğinden söz etmiyoruz…
Milli Savunma Bakanlığınca yapılan düzenlemeyle TSK'da Genelkurmay
karargâhı, kuvvet komutanlıkları ve bağlı birliklerde görev yapan
“kadın subay ve astsubaylar” başörtüsü takabilecek…
Hamdolsun…
Bin yıl sürecek dedikleri o post modern zulüm bitti…
Lakin bu durum bazıları için zulüm oldu…
Misal, (ışığı bol olsun) Türkan Saylan zihniyetini haiz ultra
laikler…
“Biz asılız, bizim istemediğimiz bir şeyin bu ülkede olması mümkün
değil..” demişti (kozmoslar içinde yatsın) sayın Saylan...
O, böyle bir şeyi hiç istemezdi…
Ama oldu!..
Bazı Babıali allamelerine de çok koydu…
Hele bir tanesine o kadar çok koymuş ki dehşet dolu bir manzaraymış
gibi söz ediyor;