Elbette eski Türkiye'yi gayet iyi biliriz. Yaşanmışlıklarımız var.
Elektrik kesintileri, ulaşım, sağlık, alt yapı üst yapı, gırtlağa kadar borçlu ülke, ara rejimler, darbeler..vs, gibi bir kısım başlıklar açsak anlatmaya yüzlerce sayfa yetmez.
Kısaca Batı'nın çok gerisinde kalmış bir ülkeydik. Misal, 1999'daki Gölcük Depremi'nde yurtdışından gönderilen yardım paralarıyla memur maaşını ödemek zorunda kaldık. Öyle 'milli ve yerli silah, İHA, uçak, gemi, tank, nükleer santral.., dünyanın en büyük havalimanı, uzay ajansı, uydu, yerli otomobil, dünyanın bilmem kaçıncı köprüsü, tüneli, hastanesi..,' falan deseydi birisi, onu en yakın akıl hastanesine yönlendirirdik.
Peki ya demokrasimiz? Onu da Genelkurmay'ın ışıklarından takip ederdik!
Bunlarla ilgili yüzlerce binlerce köşe yazdık.
O kadar yazdık çizdik. Yalan söylemedik, kandırmadık, uydurmadık, çoğu zaman durum tespiti yaptık.