10 büyükelçi 'adamımızı bırak' dedi. Ne uluslararası hukukla, ne de diplomasiyle açıklanabilir. Düpedüz hadsizlik küstahlık ve dahi başka bir ülkenin içişlerine karışmaktır bu.
Başkan Erdoğan hadsizlere hadlerini bildirdi. 'İstenmeyen adam ilan ederiz' dedi. Kendilerine geldiler. Hepsi birden; 'Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine (ülkelerin içişlerine karışmamaya dair madde) riayet etmeyi teyit ediyoruz' dediler.
Aslında böyle krizler turnusol kağıdı gibi. Bu ülkede kimin nerede durduğu, kimin hesabına çalıştığı ortaya çıkıyor.
Bildirinin yayınlanmasından hemen sonra 'ama AİHM kararları var', 'Bizim hukukumuzda sorun var', hatta; 'adamlar da haklı ama' diyeni gördük...
Tabii ya, büyükelçiler daha doğrusu o ülkeler bizim iyiliğimiz için çalışıyorlar. Türkiye'de demokrasi, özgürlük ve adaletin tesisi için çabalıyorlar?!..
Böyle söyleyen salaktır. Eğer salak değilse Sorosçu'dur...