Keserle toprağı kazdım. Ona bir mezar yaptım, elimle üzerine toprak attım, gömdüm. Tam olarak ne okuduğumu hatırlamıyorum ama dua eder gibi ellerimi açtım civcivin mezarı başında…
Henüz işim bitmemişti…
Bahçede toprağın üzerinde kuru dallar vardı. Düzgün olanlardan iki tanesini seçtim. Kırıp temizledim. Biri uzun, diğeri kısa iki çubuk vardı elimde. Bulduğum bir iple onları bir araya getirip haç yaptım!
Biraz yamuktu ama haç’a benziyordu. Onu civcivin mezarına diktim. (Hem de baş tarafına!)
O sırada amcam geldi. Son görevini yerine getirmiş biri olarak; ‘Bak amca, civcivime mezar yaptım” dedim.