Birkaç metrekarelik kaya parçası üzerinde bir biz bayrak dikiyoruz, bir Yunanlı. İlk kurşunu sıkan savaşı başlatmış olacak.
Evet, Kardak Krizi. Yıl 1996.
Vatandaş panik halinde. Herkes Kardak’ı tartışıyor. Savaş çıkarsa n’olur, hangi ülke kimin tarafında olur, falan filan. Erzak depolayanlar bile oldu. Neyse ki biz de Kardak’ın karşısındaki başka bir kayalığa bayrak diktik. Uluslararası güçler de devreye girdi, mevzu kapandı.
Dış politika vizyonumuz işte o Kardak Kayalıkları kadardı.
Gayet doğaldı. Krizler sürekli kapıda. Öksürsen ekonomi çöker.
Komşularımızla askeri güçlerimizi mukayese ederdik. Savunma sanayiimiz tamamen dışa bağımlıydı. Bize silah verirler mi? Savaşa girsek ambargo yer miyiz? Yersek kaç senede toparlanırız?