Bütün yol arkadaşlarımıza sesleniyorum, size de bir çift lafım var" diyerek başladığı sözü, "Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin" manifestosu ile bitiriyor...
Çok sert!..
Öyle cûş'u hurûş'a gelerek söylenmiş bir söz değil bu. Planlanmış hazırlanmış. Kağıda bakarak her bir kelimeyi tek tek vurgulayarak okudu manifestoyu;
"Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin."
Peki neden "yol arkadaşlarına" böyle bir ültimatom verdi.
Yol arkadaşları yolunu mu kesmişler?..
Ayağına mı dolaşıyorlar?..
Hem yol arkadaşı olmuşlar, hem de ona katılmamışlar mı?!..
Tabii ki bunlar tecâhül'i ârifane sorular.
Daha n'apsın adamcağız?.. Onca zaman aday olmak istediğini ihsas ediyor. Kendince kendini tarif ediyor. Bir tek CHP Genel Başkanlığı koltuğunu gösteren ve üzerinde 'cumhurbaşkanı adayıdır' yazan bir ok işareti koymadığı kaldı. Lakin yakın kurmayları dışında kimse "tamam sen aday ol" demiyor.
İçeriden ve dışarıdan Ekremciler ve Mansurcular bastırıyor. Ekrem de, Mansur da, eveliyor geveliyor kıvırıyor, ama bir türlü "hayır, biz aday değiliz, olmayacağız" demiyor. Biri, "ben auta çıkmıyorum" diyor, diğeri "sessiz ve derinden" ilerliyor!..
Yuvarlak masada ise herkes başka telden çalıyor.
Sonunda isyan etti tabii.
"Ya bana katılın ya da şimdi şu anda yolumdan çekilin" diyor...
Adam haklı beyler...
Çekilin önünden, bekleme
yapmayın!..
YUVARLAK MASA YUVARLANMAYA BAŞLADI!
Babacan; "Partimiz, önümüzdeki seçimlere kendi adıyla, kendi
şanıyla, kendi logosuyla girme kararını almıştır" dedi.
Davutoğlu tarafından da bir açıklama geldi; "Bizim partimiz aylar öncesinde ilk seçimlere tek başına parti logosu ile gireceğini açıklayan ilk partidir."
Karamollaoğlu, "Babacan bu kadar erken bir açıklamada bulunmayabilirdi, ama garipsemiyorum" dedi. Ama (erkenden) "üçlü bir ittifak olabilir" diyen de kendisiydi!..