Tam olarak kimin, neyin 'Sözcü'sü olduğunu hala anlamış
değiliz…
'Tanzimat zihniyeti' olabilir.., 'Jön Türkler'den devşirme
'Beyazlar' olabilir.., veya 'Amerikan oğlanları'!..
Hepsi de olabilir bilemiyoruz… Ama bildiğimiz tek bir şey var ki, o
da 'halkın Sözcü'sü olmadıkları…
Zira işleri güçleri bu milletin değerlerine, kültürüne, inancına,
tercihlerine ve hatta geçmişine küfretmek…
Ultra laik oldukları için İslam'la da sıkıntıları var… (Hoş,
'İslam'la ne derdiniz var?' diye sorarsanız, 'benim ninem şöyle
kapalıydı, dedem böyle hacıydı..vs' diye bir başlarlar.., sanırsın
alayı kendinden menkul Şeriatçı!..)
Cumhurbaşkanının, başbakanın ve bazı bakanların 'şehitlik
mertebesi' ile ilgili yaptıkları açıklamalarla (Ne mutlu şehit
ailesine, şehitlik şerbeti içmeye hazırım, Amacım Allah nasip
ederse şehit olmaktır..vs,) dalga geçmiş Bi'don Kafalı…
Ultra laik ya, onun için şehitlik bir şey ifade etmiyor…
Ona göre şehitlik; bildiğin ölüm, yok olmak…
Dolayısıyla rahmet okumak diye bir dert de yok!..
Onun yüzden “ışıklar içinde yatsın” diyorlar... (Madem ölünce
toprağa karışıp gübre oluyorsun, “ışık” ne lan?!...)
Bazen de “Kozmos”a ulaşıyorlar... (Kozmos gübreden iyidir!.. En
azından “ışıklar” içinde yatmaya uyuyor!.. Haşa Sümme Haşa...)
Yine aynı şavalakların 'Sözcü'lüğünü yapan diğer biri de 'Şehitler
ülkesi olduk' demiş…
Herifçioğlu'nun bu topraklardaki geçmişi ne kadar bilemiyorum…
Haberi yok galiba ama biz bu topraklarda bin yıldır şehit
veriyoruz… Bin yıldır Haçlılarla, işgalcilerle savaşıyoruz…
Hadi senin tarihin daha kısa… Yakından örnek verelim… İstiklal
mücadelesinde yüzbinlerce şehit verdik, ondan da mı haberin
yok?!...
'Şehitler ülkesi olduk' ne demek lan?!…