Osmanlıya, Müslümanlara ve Erdoğan'a hakaret etmek Avrupa'da
'vakayı adiye'den sayılıyor artık…
İsviçre'deki bazı puştların 'hayır' kampanyası adı altında
düzenlediği yürüyüş gibi… Bu millete, Osmanlıya ve dahi Erdoğan'a
en ağır hakaretleri ettiler… (Oradaki bazı mesajlar, figürler ve
resimler gösterdi ki, yürüyüşün ardında; 'FETÖ, PKK ve ihanetle
yargılanan kaçak şerefsizlerin aklı var!..)
İsviçre'deki o yürüyüşü değerlendiren siyasetçi görünümlü kaşalot
ise; 'Yapmayın, etmeyin.., Bunlar 'Evet' oylarını yükseltiyor!..'
demişti… Herifçioğlu, cumhurbaşkanına, bu ülkeye, ceddimize yapılan
hakaretten rahatsız değil… “Aman, 'Evet'e yaramasın da, ne olursa
olsun” derdinde…
Öyle diyor 'Hayır'cı cenah… Aman mağduriyet olmasın… Hatta bazı
Babıali puştları 'Hollanda üzerinden mağduriyet ithal ediliyor'
diye yazdılar…
'Hollanda'nın hukuk tanımazlığı, yaptığı şerefsizlik yüzünden
mağduriyet edebiyatı yapılmasın'mış…
Yok artık… Pardon çüş artık!..
Kılıçdaroğlu da Avrupa'yı şöyle değerlendiriyor; “Gazetelerinde
(Avrupa'da) manşet atıyorlar, 'hayır' oyu kullanın diye…
Referandumda 'evet' oyu çıkmasını en çok bu Avrupalılar istiyor…”
diyor…
Yani aslında bu durumda Avrupa gizli 'evetçi' !.. Hepsi Erdoğan'ı
çok seviyor…
Doğrudur?!
Zaten o yüzden FETÖ'cülere, PKK'lılara ve casuslukla, ihanetle
yargılanan kaçak göçeklere kucak açıyor Avrupa… Biz zarar
görmeyelim diye!..
Mültecileri de almıyor biz yardım edip daha çok sevap kazanalım
diye herhalde…
Keramet mağduriyetteymiş!..
28 Şubat'ın kudretli komutanları da gizli mürtecilerdi netekim…
Müslümanları mağdur edip post modern ayar çekerek AK Parti'nin
doğmasına sebep olmuşlardı!..
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da gizli 'AK Partili'ydi… Kapatma
davası açarak mağduriyete sebep oldu… AK Parti bu mağduriyetten
sonra yüzde 47 ile iktidarını perçinledi…