35'inci kurultay da renkliydi… Renkli derken harbiden
'renkli'…
'35' rakamını gökkuşağı misali rengârenk boyamışlar… (LGBT çok
sevmiştir bu kurultayı!...)
Mottosu da var;
“Demokrasi, Değişim ve Kardeşlik Kurultayı…”
Mottosu öyle ama Kılıçdaroğlu 'Diktatör bozuntusu' deyip
durdu...
Halkın yüzde 52 ile seçtiği cumhurbaşkanına hakaret ederek
'Demokrasi, değişim ve kardeşlik kurultayı' yapıyor
Kılıçdaroğlu…
Yedi yıl boyunca girdiğin tüm seçimleri kaybet, üstelik neredeyse
her seçim öncesi 'eğer başarılı olmazsam bırakırım..' de, ama her
seçimden sonra o koltuğa sıkı sıkıya yapış.., Sonra da
diktatörlükten bahset!...
Kılıçdaroğlu diğer yandan Cumhurbaşkanı'nı taraf olmakla
suçluyor…
Cumhurbaşkanı'nı halk doğrudan seçti… Cumhurbaşkanı halktan
taraftır… Kim halka düşmanlık eder, milli iradeye saygı duymazsa
tarafını ortaya koyacaktır elbette…
Kılıçdaroğlu 'Demokrasi, değişim ve kardeşlik kurultayı'nda tekeri
çıkmış bir vaziyette bodoslamadan devam ediyor…
“Anayasaya bağlı kalacağına yemin etti.., Şeref ve namus ne ifade
ediyor diye sorarım arkadaş…”
Arkadaş, (Hendekçilere değil Kılıçdaroğlu'na diyorum!) şu darbe
anayasasından kurtulalım, bir an önce değiştirelim deyip
duruyorsun… 'Biz anayasayı değiştirmeye hazırız' diyorsun…
Peki, senin vekiller son seçimde 'Zimbabwe Parlamentosu'nda
mıydılar?...
“Anayasaya bağlı kalacağıma 'namusum ve şerefim' üzerine…' diye
yemin etmediniz mi TBMM kürsüsünden?!…
N'olacak şimdi 'bağlı kalacağıma…' diye yemin edilen darbe
anayasası?... Nerde kaldı şeref ve namus?!... Nerde bu vekiller?...
Nerde millet, nerde bu devlet?!...
Biz de yıllardır soruyoruz üstelik... Hala cevap alamadık…
Kaset marifetiyle parti başkanı olmak hangi siyasi 'şeref ve
namusa' sığar, onu da bir anlatsana Kemal abi?!...
Bir de dış politika ve millilik meselesi vardı… Diyorsun ki;
“Dış politikada iktidar, muhalefet olmaz. Dış politikada birlik,
bütünlük olur dedik. Ama milli menfaatler üzerine inşa edilen bir
dış politika millidir…”