Derin bir entelektüellik yok elbette… Zaten kimse kendisinden bir analiz, bir fikir kırıntısı da beklemiyor…
Bol bol sövüyor, kendince giydiriyor!.. Böylece muhalif kesimi ve aslında Erdoğan karşıtlarını mutlu ediyor…
Neticede okurları fikir edinmek için değil, tatmin olmak için okuyor Bi’don kafalıyı, dolayısıyla Sözcü’yü…
Durmadan giydirmek, sövmek, nefreti canlı tutmaya çalışmak o kadar da kolay değil tabii…
O yüzden bir mevzuyu eleştirirken yanlış doğru demeden, tarihleri atlatıp kurum ve isimleri karman çorman ardı ardına vererek yazıyor…
Aslında okuyucuya sorsan; ‘Ne dedi şimdi’ diye, cevap veremez… Çünkü haddi zatinde hiçbir şey anlatılmadığı için hiçbir şey anlaşılmamıştır… Bir fikir kıvılcımı dahi çakmamıştır okuyucunun kafasında… Kısacası okuru; ‘Bilmiyorum ama iyi bi’şey söylemiş’ modunda!..