Düpedüz bir yalanı manşetten vereceksin. İtiraz etmeyen olursa çevirip çevirip bir daha vereceksin. Yalan olduğu anlaşılırsa, hemen başka bir yalan uydurup kaldığın yerden devam edeceksin...
Sonra 'biz cumhuriyet ve sözcü'süyüz, biz koruyucuyuz. Bize iman edin, bol bol Nutuk alalım. Japon deri kaplamalı olanı atlamayalım. Gelsin paracıklar, gelsin kaydırmalı villalar, yürrü asrın villacımız şeyh ibni yozdilî efendi!..
'Okurlarını nasıl enayi yerine koyarlar' diye düşünüyorsun... Ama anlaşılan o ki okurları rahatsız değiller. Öyle alışmışlar...
Kılıçdaroğlu'dan yalan duymaya alışmış kitle gibi. Onlar da rahatsız olmuyor. Onlar da alışmışlar...
Yalan, olmuş olağan!..
Velhasıl okurları "Bizim 'sözcü'müzdür, CHP'nin Sözcü'südür, normaldir" deyip geçiyorlar...
Akla mantığa düşünmeye gerek yok. Rakamlar, büyük küçük hiç önemi yok...
Nasıl sallarsan salla.
Nasıl olsa; 'fikir edinmek için değil, tatmin olmak için' takip ediyor okurları.
Ne kadar çok tatmin edersen o
kadar.....