Hilal Kaplan Sabah Gazetesi

30 Ağustos’un muzaffer Kemalistleri

"Mısır gazetelerinde okuduğumuz şatafatlı makaleler gerçekten çok gariptir. Kemal Paşa sadece Türkiye'nin kurtarıcısı değil, aynı zamanda geri kazanılmış Türk...

04 Eylül 2017 | 11.092 okunma

"Mısır gazetelerinde okuduğumuz şatafatlı makaleler gerçekten çok gariptir. Kemal Paşa sadece Türkiye'nin kurtarıcısı değil, aynı zamanda geri kazanılmış Türk bağımsızlığının kahramanıdır. O Gazi'dir, İslâm'ın kahramanıdır ve O'nun zaferi Doğu tarafından Batı'ya vurulmuş ilk darbedir. Bu darbe aynı zamanda Muhammedizm'in Hıristiyanlığa vurduğu ilk darbedir. Camilerde, inananların müthiş zaferi için Allah'a dualar edilmiş ve şükranlar sunulmuştur. Pek çok cemaatte, şeyhler neş'e ve şükrânlarını belirtmek için Mevlitler okutmuştur.
Anadolu'daki askerlere yardım için cömertçe bağışlar toplanmış ve gönderilmiştir çünkü onlar İslâm'ın fethedilemeyen kalesinin kahraman savunucularıdır.
Üstelik o Mısır ki, sadece birkaç yıl önce Mustafa Kemâl'in gür sesi Mısırlıları milliyetçilik adına ayaklandırmaya yeterli olmuştur. Ancak şimdi, aynı Mısır'da, Kraliyet ailesinin Birinci Prensi'nin liderliğindeki bir heyetin Kemalistlere kendi kardeşleri olan Mısırlıların tebriklerini iletmek üzere gönderilmesi teklif edilmektedir.
Suriye'de Muhammedîler öyle taşkın ve gürültülü şekilde Kemalist zaferi kutladılar ki Fransız yetkililer, Hıristiyan dostları incinmesin diye müdahale edip durdurmak zorunda hissettiler. Şam'dan ve diğer Suriye kentlerinden Ankara'ya binlerce tebrik telgrafı çekildi. Beyrutlu bir Muhammedî, İzmir'e ilk Türk Bayrağı'nı diken Kemaliste takdim edilmek üzere 500 Türk pundu gönderdi. Zaferden sonraki ilk Cuma günü, Beyrut'un en büyük camiinde Mustafa Kemâl'in temsilcisi coşkuyla karşılandı.
Konuşmalar ve dualardan sonraysa, arabasına Beyrut'ta Cemal Paşa tarafından astırılan Suriyeli Arap liderlerinin arkadaşları ve akrabalarının omuzlarında taşınarak götürüldü. Fransız yetkililer, Kemâl Paşa'nın temsilcisinin Suriye'nin Şam, Humus, Hama ve Halep gibi şehirlerini ziyaretini, daha büyük olaylardan çekindikleri için yasakladılar. Dünya Savaşı'ndan önce Suriyeliler, Arap ayrılıkçı hareketinin liderleri kabul edildikleri için, kamu fikrindeki Türkler lehine gelişen bu değişim, Muhammedî dünyadaki tartışmasız yeni durumun en büyük göstergesidir.
Filistin ise daha büyük önemde bir olaya sahne oldu. Filistin'in Müslüman ve Hıristiyan toplulukları, İngiltere'ye davalarını anlatıp Balfour Deklarasyonu'nu feshetmek için bir heyet göndermişti.
Londra'da birkaç ay süren müzakerelerden sonra heyet başarısızlığa uğradı ve çaresizlik içinde geri döndü. Nablus'ta toplanan Filistinliler, heyeti dinleyip Siyonistlere karşı yeni bir plan yapmaya karar verdiler. Heyet Başkanı Kazım Paşa, İngiliz Hükümeti'nden hiçbir beklentileri olamayacağını ve Siyonist hâkimiyetinden kurtulmak için Doğu'daki kardeşlerine dayanmayı önerdi. Sonra Hıristiyan bir Filistinli, Arap dünyasının liderlerine giderek yardım ve destek alınmasını önerdi. Bunun üzerine, Muhammedî bir delege ayağa kalkarak bu fikri övdü ama heyetin Ankara'ya gitmesi gerektiğini, başka hiçbir yerde Doğu'nun ve İslâm'ın hakikî savunucularının kalmadığını söyledi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır 08 Kasım 2024 | 154 Okunma Avrupa’ya sızan İsrail casusları 06 Kasım 2024 | 293 Okunma ‘Kutsal işgal’ 05 Kasım 2024 | 186 Okunma Göbeğimizi kendimiz keseceğiz 01 Kasım 2024 | 211 Okunma Trump mı, Harris mi? 30 Ekim 2024 | 423 Okunma