Kim derdi ki, 17 Ocak 1942'de, Louisville'de doğan siyahi bir bebek, büyüyünce sadece tüm zamanların en iyi boksörü olarak kabul edilmekle kalmayacak; aynı zamanda siyahlar ve Müslümanlar başta olmak üzere, dünyanın sömürgeleştirilen tüm halklarının da gür sesli tercümanı olacak? Ali, boks kariyeri boyunca yaptığı maçların yalnızca beşini kaybeden, dünya şampiyonluğunu üç kez kazanan tek boksördü. Ama O, en büyük zaferini Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı almıştı. Muhammed Ali, "Seni istiyorum" diyen Sam Amca'nın gözlerinin içine bakıp, 'Cehenneme kadar yolun var' diyen adamdı. 1964'te Sonny Liston'ı nakavt edip dünya ağır sıklet boks şampiyonluğunu kazandıktan hemen sonra düzenlediği basın toplantısında Müslüman olduğunu ilan eden Ali, zaten artık hedefteydi. Ertesi yıl, Şubat 1965'te, ihtida etmesine vesile olan 'şeyhi' Malcolm X, suikast sonucu öldürüldü. FBI'ı, J. Edgar Hoover gibi bir psikopatın yönettiği, 'zencilere' yönelik apartheid rejiminin uygulanmaya devam edildiği yıllardan bahsediyoruz. İşte tam böyle bir dönemde, Muhammed Ali, eski -köle- ismi olan Cassius Marcellus Clay adına, Vietnam Savaşı'na katılması için celp aldı ve reddetti. Beş yıl hapis ve 10.000 dolar para cezasına çarptırıldı.