AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın, dünkü grup konuşmasıyla
beraber mart ayındaki yerel seçimlere yönelik hazırlıklar resmen
başladı. Daha önceden söz verilen projelerin bir an önce
bitirilmesi ve yeni projelere başlanmaması talimatı bunun ön
hazırlığıydı. Dünle beraber, il ve ilçe başkan adaylarının
seçiminde de start verilmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu sözleri, karşısına bazı partililer
tarafından zamanında çıkarılan aday portresine dair de ipuçlarını
barındırmakla beraber, kendi kafasındaki ideal adayın da
sınırlarını çiziyordu:
"Kimse bu benim yakınımdır diye bize aday teklifi için gelmesin.
Ehliyet ve liyakat önemli. Halkına tepeden bakan, gurur ve kibir
abidesi adamları bize getirmeyin. FETÖ, PKK'ya bulaşmamış, millet
değerleriyle çatışmamış, hizmet edecek herkese AK Parti'nin kapısı
açık. Adayın da bir karşılığının olması lazım. Başarılarıyla
milletimizin gönlünde yer alan arkadaşlarımızla devam
edeceğiz."
Erdoğan'ın, "Bu vasıflara sahip kişileri partimize gelmesini
beklemeden kendimiz gidip bulacağız. Tuttuğunu koparacak, ehli
tevazu olacak, bu arkadaşla Allah'ın izniyle biz burada seçimi
alabiliriz diyeceğiz" sözleri ise geleneğimizde övülen "talip olma,
hizmete matlub ol" davranışını hatırlattı. Günümüzde böyle kişiler
pek kalmadı gerçekten. Şimdiden parti kulislerinden medyadaki
'dostlarına' değin pek çok yerde reklamını yaptırmaya, adını
andırmaya çalışan insanlar ortadayken, bu düsturun partinin en
tepesinden hatırlatılıyor olması kıymetliydi.
AK Parti, özellikle son birkaç seçimde artan şekilde, hakikaten
müstesna birkaç isim dışında, büyük çoğunlukla Erdoğan fenomeninin
sırtına yük olarak seçimleri kazandı. Ancak yerel seçimler, hem
seçmenin gündelik hayatını merkezinden ilgilendirdiği için hem de
genel seçimlerden farklı olarak makro siyaset açısından ikinci
planda kaldığı için seçmen davranışının ne yönde gelişeceğini
kestirmek daha güç. Her ilin hatta ilçenin dinamikleri kendi içinde
belirli olacağından vaka vaka üzerine eğilmek ve aday belirleme
sürecini buna göre yürütmek gerekecek.
Erdoğan'ın, "İlçe başkanlarımızla iki grup halinde bir araya
geliyoruz. Bu sabah başladı. Seçim takvimindeki süreleri beklemeden
aday tespiti hazırlıklarını erkenden yapmayı planlıyoruz" sözleri
ise vaktin daraldığının bir göstergesi. Anlaşılan kasıma dek büyük
ölçüde adaylar belirlenmiş ve kesinleşmiş olacak.
MHP lideri Bahçeli'nin, 31 Ağustos'taki, "Türkiye'nin beka
mücadelesi verdiği dönemde MHP yine uzlaşmalı, sağduyulu duruşunu
devam ettirecektir. 24 Haziran'da elde edilen kazanımların 31
Mart'ta yok olmasını arzu etmiyoruz" açıklaması ve Erdoğan'ın bunu
olumlu karşıladığını belirtmesiyle, AK Parti-MHP ittifakının yerel
seçimlerde de devam edeceği anlaşılmıştı. Bu minvalde İstanbul ve
Ankara en kritik iller olmakla birlikte, MHP ile girilecek
ittifakın yereldeki etkisini de ilk kez göreceğiz. Erdoğan, MHP'nin
AK Parti'den yüksek aldığı yerlerde aday göstermemeyi kabul edecek
mi; Bahçeli'nin İstanbul için açıkladığı ittifak, Ankara ve İzmir
gibi büyük şehirlerde de geçerli olacak mı, cevapları şu an en çok
merak edilen sorular...