Almanya Dışişleri Bakanlığı arşivlerine girip, binlerce belgeyi
tarayan ve araştırmasını 2011'de "Alman-Türk Silah Arkadaşlığı ve
Ermeniler" başlığı altında İletişim'den kitap olarak yayımlayan
tarihçi Serdar Dinçer önemli noktalara değiniyor.
Dinçer'e göre, Alman kurmay subayların, pek çok yerde Osmanlı
askeri birliklerini organize ettiği bir gerçek. 1914'te Osmanlı
devletine giden, 800 subay ve 20-25 bin askerden oluşan bir Alman
askeri misyonu olduğunu dile getiren Dinçer, bu misyonlardan
ikisinin fiillerini belgesiyle gösteriyor.
Örneğin Yarbay Eberhard Graf Wolfskeel von Reihenberg'in,
Kahramanmaraş'ın Zeytun bölgesinde Ermeni çetelerinin de olduğu
bölgeleri topa tutması bunlardan biri. Demiryoluyla asker
sevkıyatından sorumlu olan Karl Anton Johann Eduard Boettrich'ın
ise demiryolu inşaatında zorla çalıştırılan Ermenilerin tehcir
edilmesi emrini imzalaması da bir diğeri.
Bu noktada ekonomik menfaatlerin de etkili olduğu söyleniyor.
Örneğin o zamanlar Osmanlı topraklarında Ermenilere yönelik tutumu
organize eden politikacı ve askerlerin arkasında Deutsche Bank,
Krupp, Erhardt ya da Bağdat Hattı'nda çalışan bazı Alman önde
gelenleri var. Bazı Alman şirketlerinin, daha sonra Varlık Vergisi
benzeri dönemlere örnek olurcasına, Ermeni ve Rumları zorla
çalıştırdığı da belirtiliyor.
Ayrıca Tessa Hoffman ve Wolfgang Gust gibi tarihçilerin yanı sıra
Vahakn Dadrian da, 1915 olaylarındaki Alman etkisinin 'icra'
noktasında olduğunda hemfikir. Örneğin Dadrian'a göre, Ağustos
1915'te Musa Dağ'a saklanan Ermeni çetelerini kuşatan Osmanlı
birliklerine bir Alman subay komuta etmiş.