Geçtiğimiz hafta, "Suriye'lileri Destekleyin" sloganıyla, dünya
liderlerinin katılımıyla Londra'da gerçekleştirilen bağış
toplantısı sırasında, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin söylediği
iddia edilen bazı sözleri basına sızdı. Kerry, sahne arkasında bazı
Suriyeli yardım çalışanlarına Suriye'de üç ay boyunca sürecek yoğun
bir bombalama kampanyasını beklemelerini ve bunun silahlı Suriye
muhalefetini "kırıp geçireceği"ni söylemişti.
Middle East Eye'da çıkan habere göre, Cenevre Toplantısı'nın sonuca
ulaşmayıp ertelenmesinin hemen arkasından gerçekleşen Londra'daki
bağış toplantısında, Kerry'nin yardım çalışanlarına ayrıca
Cenevre'nin çökmesinden muhalefetin sorumlu olduğunu söylediği
belirtildi. Kerry böylelikle, şimdiye kadar 2.000'den fazla sivili
öldüren ve yüzbinlerce yeni mülteciye kapı aralayan Rusya
bombalamasının ve Esed saldırılarının suçunu da muhaliflere atmış
oluyordu.
Sanırım öldüklerinden ötürü suçlu olan muhaliflere karşı Kerry'nin
bu bakış açısının, sadece kendisine ait olmadığını görmek
zorundayız. Bu haberin sızması ertesinde görüşü sorulan ve herhangi
bir yalanlamada bulunmayan Amerikan yetkililer de şaşkınlık hissi
yaratmıyor bende. Midem bulanıyor evet, ama şaşırmıyorum. Zira
Suriye'de sahada olan tam da budur.
Türkmenler dahil muhalifler iki aydır silah yardımı alamamaktan
şikâyet ederken, Rusya, sözde DAEŞ'i vurmak için girdiği Suriye'de
sadece sivilleri ve muhalifleri bombalıyor. Rusya'nın, sadece
Cenevre sürecinde Kuzey Halep'e günde 320 hava saldırısı yaptığı
söyleniyor. Esed'in şebbihaları ve İran'ın yabancı savaşçıları da
"Lebbeyk Hamaney" sloganları atarak açılan sahayı ele geçiriyor.
Kaçamayan sivilleri de ya açlıktan öldürecek şekilde kuşatmaya ya
da etnik ve ideolojik 'temizliğe' tabi tutuyorlar.
Halep'in Türkiye sınırı ile bağı da Rusya -İran -Esed işbirliğiyle
geçtiğimiz hafta ele geçirilerek kapatılması, bu yoğun bombalama
safhasının bir ürünü. Kilis Valisi'ne göre sadece 48 saatte, 35.000
mülteci sınırımıza akın etmiş durumda ve bu sayının yükselmesi
bekleniyor. Öte yandan Avrupa Birliği, eşine az rastlanır bir
pişkinlikle Türkiye'yi kapılarını açmaya çağırıyor ama herhalde
eklemeyi unutuyor: "Sakın bizim kapılarımızı açmamızı beklemeyin
ha, sınırınızdan dışarı çıkmamaları için her şeyi yapın."
Kerry, Suriyeli yardım çalışanlarına, Amerikan kibrinden beklendiği
şekilde, "Beni suçlamayın. Gidin, 'kendi' muhalefetinizi suçlayın"
demiş ve şöyle devam etmiş: "Benden ne istiyorsunuz? Rusya ile
savaşa mı gireyim? İstediğiniz bu mu?"