HDP'nin İzmir Konak Meydanı'nda bir seçim etkinliği olduğunu
düşünün. Birinci sıra adayı Ertuğrul Kürkçü halka hitap ediyor.
Derken elleri silahlı, 25 kişi bu seçim çalışmasına katılıyor.
Kürkçü bir kenara çekiliyor. PKK'lılar Kalaşnikofları bellerinde,
mikrofon ellerinde halka sesleniyorlar. "Mahallenizden HDP dışında
tek bir oy çıkarsa, ona göre..." diyorlar. Bu tabloyu da güvenlik
güçleri huşû içinde izliyor.
HDP'nin toplumdan istediği tam da bu. Sadece çok göze batmasın diye
bunu İzmir Konak'ta değil de, Ağrı Diyadin'de yapmaya kalkmışlar.
HDP, Batı'da özgürlükçü, yeşil ve demokratik 'yeni yaşam' çağrısı
yapıyor ama 'Doğu cephesi'nde değişen bir şey yok maalesef.
Cuma günü gerçekleşen çatışmanın nedenine dair HDP Ağrı İl Başkanı
Sabri Tayfur'un açıklamasını okumak bile yeterli aslında: "Bu
savaşın önüne geçebilmek için, insanların ölmemesi için kendimizi
kalkan olarak ortaya atacağımızı söyledik. PKK ile devlet güçleri
arasında çatışma çıktığını söylüyorlar. PKK'lılar da burada şenliğe
katılacaktı."
Tamam da güzel kardeşim, savaşın önüne geçmek için, insanların
ölmemesi için 'canlı kalkan' falan olmana gerek yok ki! Silahlı
PKK'lıların sivillerin ve siyasîlerin etkinliğine gelmemelerini
istemen kâfi. Ama bu o kadar da kolay değil, değil mi? TSK'ya kafa
tutmaya benzemez çünkü PKK'lılara 'gelme' demek. TSK nasılsa en
fazla basın açıklaması yayınlar, PKK'nınsa başvurduğu başka
metotları var.