ORC anket şirketinin, 36 ilde 4.176 kişiyle görüşerek yaptığı çalışmaya göre halkın %93.5'i "Teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalı mı?" sorusuna 'Evet' demiş. Bu önemli bir rakam zira HDP'ye oy vermiş vatandaşların bir bölümü dahil, halkta kesin bir konsensüs oluştuğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, teröre destek veren vekillerin dokunulmazlıkları hakkındaki sözleri ve hatta HDP'nin meşru bir siyasî parti olup olmadığına ilişkin çıkışına rağmen, hükümet farklı bir yol haritası çizerek, fezlekesi olan tüm vekillerin dokunulmazlıklarını dört partinin beraberce kaldırmasını teklif etti. Meclisin yargı ile vekil arasında bir bariyer olmamasını istemek veya 'HDP'lileri mağdur/ kahraman' yapmama düşüncesi gibi argümanlara tam olarak katılmasam da bu önerinin sebeplerini anlayabiliyorum. Ancak endişelerim de yok değil. Mesela bu kararla, vesayet güçlerinin son sığınağı olduğunu en son Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar kararında gördüğümüz yargıya meclisin işleyişini baltalama gücü de bahşedilmiş olmayacak mı? Ya da en can yakıcı meselemiz şu an terörle mücadeleyken, 27 kişiyi öldürmüş bir canlı bombanın cenazesine giden ya da PKK'ya silah taşıdığı belgelenen vekille, bir yazara hakaret eden ya da seçim kanununun falanca fıkrasına uymamış bir vekilin eşitlenmesi doğru mu?