Büyük bir riyakârlık denizinde ilerlemeye çalışıyoruz sanki.
Laiklik ve Atatürkçülük adı altında terörizmin meşrulaştırılmasını
izliyoruz.
Evet bugüne kadar Atatürk, gecekondu yıkımına karşı çıkmaktan darbe
savunusuna kadar pek çok suça perde olarak kullanıldı belki ama bu
araçsallaştırmanın belki de en sefil, en rezil ve en hoyrat
dönemini yaşadığımızı söyleyebilirim.
Bunu aynı zamanda, Yüksek lisans tezini Atatürkçülük üzerine yapmış
ve Atatürkçü gençlerle bire bir görüşüp çalışmış biri olarak
söylüyorum.
Bakın, "Halk Evleri", Atatürkçü zihin için geniş yan anlamları olan
tarihi bir semboldür. Halkın eğitilmesini, seçkinleşmesini,
çağdaşlaşmasını sembolize eder. Katılırsınız ama katılmazsınız,
yüksek bir gösterge değeri vardır. Ne var ki, Atatürkçü nostalji
belki kabullenmeye izin vermese de, o sembolün yerinde artık yeller
esiyor.
Hadise şöyle: "Halk Evleri" üyeleri ise, kahvehane veya otobüs
demeden her alana dalıp halka 'laiklik' mücadelesinin önemini
anlatıyorlar. Halkımızın ezici çoğunluğunun laiklikle bir derdi
olmamasına rağmen, 'gericilik, çağdışılık ve DEAŞ" ile Ak Parti'yi,
yani yine halkımızın çoğunun oy verdiği partiyi özdeşleştirip, bir
de 'her alanda hesap sormaya çağırıyoruz' diye biten konuşmalar
yapıyorlar.