Avrupa Parlamentosu'ndan 37'ye 479 oyla geçen, Avrupa
Birliği'nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini durdurması yönündeki
tavsiye kararının tam metni yayınlandı.
Metindeki gerekçelere baktığınızda, Türkiye'nin darbeyi bahane
ederek her kesimden muhaliflerin tasfiye edildiği, hatta onlara
"işkence ve tecavüz" edildiği, acımasız bir otoriterin yönettiği
ülke olduğunu sanabilirsiniz.
Tarihin gördüğü en azılı hainlerden Can Dündar'ın yurtdışında
'saray saray gezerek', ülkemizi 'cehennem' diye tabir etmesi de bu
algıyı pekiştirmek için seçilmiş isabetli bir kod isimdir. Çünkü
bir yer 'cehennem'e döndürüldüyse, kurtarılmalıdır ve hatta onu
kurtarmak için yapılacak her tür müdahale meşrudur. AP'nin
kararında da Türkiye'ye bakışlarındaki üstenci vasi pozisyonu çok
net görülmektedir.
AP'nin "Temmuz 2016'daki başarısız askeri darbe girişiminden bu
yana Türkiye'de alınan orantısız ve baskıcı tedbirleri şiddetle
kınamakta" diye başladığı gerekçe sıralamasında, Türkiye'ye dair
müzakerelerin başlaması da ancak OHAL'in kalkmasına, tasfiyelerin
geri döndürülmesine ve terörle mücadele yasalarının yumuşatılması
gibi adımların atılmasına bağlanmış.
"Türkiye'nin bugüne kadar vize serbestisi için gerekli olan ve
bazıları özellikle büyük önem taşıyan 72 koşuldan 7'sini yerine
getirmediğine işaret edilen" metin, terörle her vurulduğumuzda
ülkesinde PKK övgüsüne alan açan Avrupalı liderlerin bize 'terörle
mücadele' yasalarımızı dikte etme cüretini belgeliyor.