YPG'nin yere göğe konamadığı bir süreç yaşadık. Ülkemizde, YPG saflarında eğitim almış teröristler otobüs duraklarında bekleyen insanları, stadyumdan çıkan insanları, evine gitmeye uğraşan sivilleri acımasızca katlederken, dünya basınının başköşesinde YPG'ye övgüler düzülüyordu. Bu ve benzeri sebeplerle geçtiğimiz yıllar, Türkiye toplumunun Batı zihniyetinden en çok uzaklaştığı zaman dilimine tekabül ediyor olabilir.
Düşünsenize, dünyaca ünlü moda dergisi Elle'de bile "Diren!" başlıklı bir yazı yazılıp, 'özgür dünyanın şerefi'ni temsil ettikleri söylendi. ABD'nin bolca sivil öldürdüğü hava bombardımanları sonrası DEAŞ'tan boşalan yerleri dolduran, kendisinden olmayanları evlerinden kovan, mallarına el koyan, Özgür Suriye Ordusu savaşçılarının naaşlarını kamyon kasalarına yükleyip Afrin'de gezdirerek şov yapan YPG'li teröristler, Batı basınının manşetlerini 'özgürlük savaşçıları' olarak süslediler.
Bu süreçte Amnesty International, Human Rights Watch gibi insan hakları kuruluşları, Henry Jackson Society gibi think tankler YPG'nin iğrenç insan hakları ihlallerine dair raporlar yayınlasa da ses getiremedi. Büyük anlatı hep YPG'nin yanında oldu.