Beyaz suçluluk. ABD menşeli bu kavram, ülkesindeki siyahlar başta olmak üzere ait olduğu toplumsal kimlikten ötürü aşağılanmış, dışlanmış, mağdur veya madun edilmiş kişiler ve topluluklara karşı, daha avantajlı durumdaki beyazların duyduğu suçluluk duygusunu ifade ediyor. Bu ifade, bizim topraklardaki karşılığını ise 'beyaz yüzsüzlük' olarak buluyor. Suçluluk duymak bir yana, mağdur edilmiş grupların acılarını küçümsemek, onlarla alay etmek, onlara istikamet çizmek gibi biçimlerde kendini gösteriyor.
Ak Parti iktidara geldikten 11 yıl sonra başörtüsü yasağını, o da kısmen kaldırabildi. Ancak sırf iktidardaki beylerin eşleri başörtülü diye, bir yandan okuluna giremeyen, işine gücüne gidemeyen ve tabii ki meclise seçilemeyen başörtülü kadınlar, diğer yandan beyaz yüzsüzlükten nasiplerini alarak 'mağdur edebiyatı yapıyorsunuz!' inlemeleriyle karşılaşıyorlardı. Başörtüsü yasağının hâlen sürdüğü dönemde gerçekleşen Gezi kalkışması boyunca başörtülü kadınların uğradıklarını anlattıkları her taciz hikâyesi de 'mağdur edebiyatı' kapsamında değerlendirilmişti.