ABD seçimlerine günler kala, iş iyice histerik bir hal almaya
başladı.
Adayların birbirine hafifçe sataşmasıyla başlayan laf atmalar,
yerini gitgide bel altı vuruşlara hatta komplolara bırakmış
durumda.
Donald Trump'ın on yıllar önce söylediklerinin teybe alınıp
sızdırılması mı dersiniz, Hillary'nin çarşaf çarşaf yayınlanan
e-mailleri mi? Trump'ın gizli ilişkilerinden ve hatta hakkında
taciz iddialarından, Hillary ve eşi Bill Clinton'ın gittiği iddia
edilen bir 'toplu seks' adası iddiasına kadar maalesef her tür mide
bulandırıcı duyum/haber iltihaptan boşalan irin gibi Amerikan
medyasını kaplamış durumda.
Fakat iş burada da kalmadı ve kan döküldü. Buna gelmeden önce,
artık iyiden iyiye alenileşen FBI-CIA kapışmasına da değinmek
gerekir ki verimli bir uluslararası haberciliğimiz olsaydı, bunun
çoktan gündeme gelmiş olması gerekirdi.
Çok kabaca özetlersek, CIA Hillary'i kollayacak şekilde, FBI ise
Trump'ı kollamasa da Hillary'e zarar verecek şekilde nüfuzunu
kullanıyor.
En basit örnek, Hillary'nin ikide bir 'sızan' e-mailleri meselesi.
Önce, Mart 2015'te, Hillary'nin Kongre'de Bingazi'de saldırıya
uğrayan ABD'li bürokratlar meselesinde hesap verdiği dönemde,
Dışişleri Bakanı iken kullandığı özel e-mail adresinden devlet
işlerine dair yazışmalar yaptığı ortaya çıktı. Bunun yasalara
aykırı olduğunu iddia ederek soruşturma başlatan FBI oldu. Ancak
bir yıl sonra Başsavcılık, herhangi bir suçlama yapılmayacağını
duyurdu.