Bana barış sürecini özetle deseler, "Türklerle Kürtler bin
yıldır birlikte yaşıyor, Cihangir'de tanışmadılar!" ayarını veren
Demirtaş ile, sızan İmralı notlarında Sırrı Süreyya Önder
vasıtasıyla Öcalan'a, 'Başkanlığı verip bizi satmayacaksınız, değil
mi?' mesajını gönderen Cihangir'le özdeş işadamının restoranında
seçim gecesi konuşmasını yapan Demirtaş arasında geçen süre
derim.
Öcalan'ın "Bin yıldır İslâm bayrağı altında yaşayan Türkler ve
Kürtler" para- digmasıyla attığı taş öyle çok kurbağayı ürküttü ki
Almanya'dan ABD'ye 'dışımızdaki Cihangir'i de sürece müdahil etti
ve bugüne geldik. Öyle ki, iki yılda bilmem kaç milyon genç İslâm
bayrağı metaforundan, önüne gelen sakallıyı kesmeye teşne hale
getirildi. Türkiye'deki bilcümle halkın sarsılsa da bu güçlü simge
etrafında birleşip barışa yürümesi ihtimali, yedi düveli
birleştirdi. Sadece yedi düvel mi? 'Türkiye Türklerindir
medyası'ndan, 'Sri Lanka gibi dümdüz edelim' paralel yapısı
başımıza kırk yıllık PeKeKe'li kesildi. Ve evet -şimdilikbize barış
yaptırmadılar.
Hiç bu işlere 'bulaşmasa' tabanını zaten tahkim etmiş olan,
'gerekirse baldıran zehrini içmeye hazırız' diye yola çıkan, 'Çözüm
süreci yüzünden Yüce Divan'da yargılanacaksın'cıların, 'Seni
Lahey'de yargılayacağız'cılarla el ele tehdit ettiği,
'Hapishanelerin boşaldığı, dağdakilerin indiği bir Türkiye hayalim
var' diyen lideri iktidar delisi bir katil, Gezi ve 17-25 Aralık'ı
'darbe' olarak niteleyip süreci devam ettirmek isteyen Öcalan'ı
'bize silah bıraktıramaz' diyerek sözünün gücü sıfırlanmış sıradan
bir mahpus, barış sürecini Kürdistan petrolüyle taçlandırıp
güçlendiren Barzani'yi 'Yahudi hançeri' ilan eden bir dile HDP
tabanını teslim ettiler. 'Barış süreci için dua ediyorum' diyen
Konyalı şehit annesini, 'Kan duracaksa, Türkiye huzura kavuşacaksa,
Öcalan'ı evimde misafir ederim' diyen Rizeli bakkal amcayı
Kandil'in bombalanmasına alkış tutar hale getirdiniz!