"Houston, bir sorunumuz var. Ciddi bir sorun. Yavaş ama geri
döndürülemez biçimde, Türkiye uçuruma doğru ilerliyor. Yol
üzerindeki levhalarda yazanlar iç karartıcı gerçekten. Despotluk.
Terörizm. İç savaş. Ufukta, 'çökmüş devlet' ve 'zorla bölünme'
senaryoları beliriyor. Her ne kadar istemeseler de, ABD'li karar
alıcıların şu soruya cevap vermelerini gerektirecek gün yaklaşıyor
olabilir: Kötüye gitmiş bir NATO müttefikiyle ne yaparsınız?"
Yazının girişi böyle. Yayınlandığı yer Foreign Policy, yazan ABD
eski Başkanı Bush'un Yardımcısı Dick Cheney'in Ulusal Güvenlik
Danışmanı olan John Hannah...
Yönetimdeyken uyguladıkları işkence yöntemlerini hâlâ savunan ve 1
milyon sivili 'kimyasal silah' yalanıyla öldüren politikaların
altındaki ismin, Türkiye'ye insan hakları dersi verme küstahlığına
mı kızalım? Yoksa ekonomisi bitmiş 'dilenci' Yunanistan, sadece
anayasasını değil insan hakları bildirgesinin birçok kısmını askıya
almış, sokakları yanan Fransa, askerin NATO başkentinin göbeğinde
tanklarla arzı endam ettiği Belçika dururken, bizim NATO
müttefikliğimizi kafasına takmasına mı kızalım? Hiçbiri.
Salt politik analiz aşkıyla kaleme alınmayan bu yazıların bir
sebebi var elbette. Onlar eliyle Türkiye'ye istikamet çizilmek
isteniyor. Bu, bir gün ekonomik gücümüze darbe vurmak anlamına
gelir; başka gün sınırımızda kurulmak istenen 'PKK devleti'ne
sesimizi çıkarmadan sindirmemiz olabilir. Ama illâki halkın da
devletin de aleyhine olan bir gelişmeyi kabullenmek gerektiği
anlamına gelir.