İran, en son 2009'daki "Yeşil Hareket" protestolarıyla sarsılmıştı. Ancak bu protestolar, geçtiğimiz iki hafta boyunca süren gösterilerden farklıydı. Öncelikle Batı'ya daha yakın bir duruş sergileyen, orta-üst sınıf, eğitimli kesimlerin başını çektiği protestolardı. İktidarda reformistler değil, muhafazakârlar vardı. Daha önemlisi o dönem İran, Suriye ve Yemen'deki iç savaşı körüklememiş, oralara büyük miktarda finans ve askerî güç akıtmamıştı. Aynı şekilde Lübnan ve büyük ölçüde Irak'ı da buna katabiliriz. Üstelik ortada ABD ve diğer ülkelerle yapılan nükleer anlaşma ve dolayısıyla kısmen dünyaya açılan bir ekonomi, İran'a akan milyonlarca dolar yoktu. Tabii göstericilerin en sağlam iletişim kanalı olan aplikasyonlar da daha ortaya çıkmamıştı.
Bugünkü protestolarda ise özellikle yerleşik düzenin en büyük destekçisi sayılan alt sınıfların katılımının olduğunu görüyoruz. "DEAŞ da yenildiğine göre artık Irak ve Suriye'ye para ve insan gücü akıtmaktan vazgeçin, Hizbullah'ı değil bizi doyurun, Yemen'e değil bize bakın" diyen halk kesimleri olduğunu görüyoruz.