Lafı uzatmaya gerek yok. CHP, halk iradesini ortadan kaldıracak
bir ara rejim beklentisi içinde. İç savaş çağrılarının, 'kan
akacak' tehditlerinin, toplumu ayrıştırmaya matuf söylemlerin ve
Meclis'te sergiledikleri vahşi görüntülerin başka hiçbir açıklaması
yok.
Neticede tamamen anayasal çerçevede, seçilmiş vekillerin verdikleri
oylarla bir değişiklik yapılıyor. Üstelik o değişiklik, halkın
önüne sandık konularak gerçekleştirilecek veya
gerçekleştirilmeyecek. Kimsenin 'at koşturur' gibi anayasal
değişiklik yaptığı yokken, CHP'nin sırf görüş farklılığından ötürü
bu görüntülere sebep olduğunu düşünmek naiflik olur. Hele hele bu
provokasyonu acizlik belirtisi diye küçümsemek veya dalgaya vurmak
büyük hata olur.
CHP'nin stratejisi, 'işlemeyen Meclis, işlevsiz demokrasi'
görüntüsü vermek, 'kontrolsüz gerilim' yaratmak ve bunu halk
tabanına yaymaktır. Esas amaç, sandığın uzun süre söz konusu
olmayacağı bir ara rejim kurulmasını sağlamaktır. Teşhisi doğru
yaparsak, 'tedavi'yi de doğru dinamikler üzerine inşa
edebiliriz.
ABD, YPG'ye kol kanat
Geçtiğimiz günlerde, Washington Post'ta, Liz Sly imzasıyla çıkan
haberde, Menbiç'te, Araplardan oluşan bir "Demokratik Suriye
Güçleri" (DSF) bölüğünün, YPG'liler tarafından "Apocu ideoloji"
çerçevesinde endoktrine edildiği, bölüğe Rakka'dan önce Halep'teki
"terörist Türkiye tarafından desteklenen güçlere karşı"
savaşacakları söylendiği ve tüm bunların ABD ordusundan gelen
eğitimcilerin huzurunda olduğu yazıldı. Şimdiye dek durumun
vahametini gösteren en net tanıklıktı.