CHP'nin anayasa değişiklik paketini yine bir rejim meselesiymiş
gibi yansıtması şaşırtıcı değil. Çünkü Ak Parti iktidara
geldiğinden beri Cumhuriyet'in elden gittiği tezi, kendilerine ne
kadar 'yeni CHP' derlerse desinler, değişmedi.
Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olursa Cumhuriyet elden gidecekti,
gitmedi.
12 Eylül referandumu geçseydi Cumhuriyet elden gidecekti,
gitmedi.
Başörtüsü yasağı kalksaydı Cumhuriyet elden gidecekti, gitmedi.
Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse Cumhuriyet elden gidecekti,
gitmedi.
Şimdi de, hükümet biçiminde değişikliğe gidilirse Cumhuriyet elden
gidecekmiş.
Buna gerekçeleri de, Ak Partili vekil İsmail Aydın'ın,
"Anayasamızın ilk dört maddesinin mutlaka anayasamızda olması
taraftarıyım" diye başladığı konuşmasında, anayasalarda genel
olarak hiçbir maddenin 'değişmez' niteliği taşımaması gerektiğini
söylemesi oldu.
CHP, bunun üzerine mecliste, "İşte itiraf ettiler"den, "Yetişin,
Şeriat'a geçtik"e uzanan bir skalada konuşmalar yaptı.
Resmî hesaptan ajitasyon- propaganda tivitleri atıldı. Başbakan
Binali Yıldırım, ortalığı sakinleştirmek için olsa gerek, "İlk dört
maddeyi eleştiren bizden değildir" şeklinde bir çıkış yapsa da CHP
için fark eden bir şey olmadı.
İşin özü, ilk dört maddeye dair bir değişiklik anayasa teklifinde
yok.
Türkiye'nin "laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti" olduğu ve
Cumhuriyet ile yönetildiği maddelerine dair de bir değişiklik
yok.