İffetini korumuş olan kadını da an! Ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir işaret kıldık. (Enbiyâ - 91)
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Dekan Yardımcısı olan ve din psikolojisi üzerine ders veren Cihat Kısa isimli biri varmış. Varlığından bir hafta önce sosyal medyaya düşen ders kaydı üzerine haberdar olduk.
Fakülte ilk andan itibaren sahip çıktı; ses kaydının bağlamından koparıldığını söyledi. "Hüküm vermeden önce iki tarafı da dinle" düsturu gereği kendisine ulaştım. İlk cümlem "Cihat'la mı görüşüyorum" oldu. Zira derslerinde kendisi Hz. İsa için "İsa", Hz. Meryem için "Meryem" diyerek mahalleden arkadaşlarıymış gibi sadece isimlerini zikretmekle yetiniyor; Freud için ise "Sigmund" demiyordu mesela. "Diyebilirsiniz, ben sıradan bir insanım" dedi. "Doğrudur, ben de sıradan bir insanım. Ama Hz. İsa ve Hz. Meryem sıradan insanlar değiller" dedim.
Neyse işin aslını sorduğumda kaydın kesilip biçildiğini, bağlamından koparıldığını iddia etti. Tüm kaydı paylaştığı ve hakikatin iddiası gibi olduğunu gördüğüm takdirde böyle yazacağım sözünü verip kapattık. Beş gün bekledim, sonra mesaj attım; yine bir dönüş olmadı. Ancak dün kaydın tümü sosyal medyada paylaşıldı ve bırakın bağlamından koparılmayı, şüpheye yer bırakmayacak şekilde bahsedilen bağlamda bir konuşma olduğu ortaya çıktı.
Annesini küçükken zina ederken gördüğü için ileride eşini öldüren bir erkek örneğiyle başlayan konuşma zina yaptığını iddiaettikleri kadını recm edilmek üzere Hz. İsa'nın karşısına çıkaranlarla devam ediyordu. Hz. İsa'nın "İlk taşı günahsız olan atsın" dediğini belirttikten sonra kaynak göstermeden, Hz Meryem'in kadına iki kez taş atmaya kalktığını; üçüncüsünü atmadan önce de Hz. İsa'nın Hz. Meryem'in kulağına eğilerek "Yeter anne. Sen de küçükken beni bırakıp bir yerlere gidiyordun" dediğini iddia ediyor. Bir ilahiyat öğrencisi dayanamayıp "Çünkü o kısmı yalandır" diyor. "Cihat", "Bilemem" diye mukabele ediyor ve devam ediyor: