HDP Eş Başkanı Demirtaş, seçim akşamı "Bize emaneten oy vererek, HDP'nin Türkiye'nin demokratik siyasetin önünü açmasını isteyenleri mahcup etmeyeceğiz" demişti.
Ertesi gün Kandil'deki Mustafa Karasu'dan sert bir itiraz geldi: "Emanet oylar falan yoktur, HDP'liler de bunu yanlış değerlendiriyor (...) Bazıları HDP'nin barajı aşması için oy vermiş olabilir. Bu emanet değildir."
Bunun üzerine Demirtaş, geri adım attı: "Her oy kıymetlidir. Hangi gerekçeyle verilmiş olursa olsun ama HDP, tümüyle emanet oylarla buradadır şeklinde bir yaklaşım doğru olmaz."
Yine HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, seçim öncesinde "AKP başta olmak üzere hiçbir partiyle koalisyon gündemimizde değil" demişken, birkaç gün önce tam tersini söylüyor, 'kırmızı çizgilere elveda' diyordu: "Bundan sonraki süreçte gelişebilecek müzakere süreçlerinde kapımız sonuna kadar açık. Kimsenin bir süreçte kırmızı çizgilerinin, benim anlayışım, benim merkezim gibi dayatmalara girme lüksü yok."
Bu çıkışlarda, KCK Yürütme Konseyi üyeleri Duran Kalkan ile Murat Karayılan arasındaki görüş farklılıklarının da etkili olduğunu düşünmek mümkün.