Barolara, 1960 darbesinden sonra yapılan 61
Anayasası ile vesayetin taşıyıcı ayaklarından biri
olma vazifesi veriliyor. Hatta iş öyle faşist bir noktaya geliyor
ki, İstanbul Barosu, Adnan Menderes ve arkadaşlarını savunacak
avukatları barodan atmakla tehdit edebiliyor. Keza 28
Şubat sürecinde de "Başörtülüler giremez"
pankartlarını asan İstanbul Barosu hâlâ hafızalarımızda... Yıllarca
başörtülü meslektaşlarını cadı avına tabi tutup, stajyer olarak
bile kabul etmemeleri de...
Mevzunun ideolojik boyutu şu yüzden hayati öneme sahip. Barolar,
üyelerinden aidat alıyor ve...