Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bosna Hersek'e yaptığı
günübirlik ziyaretin ardından dönüşünde uçakta beraberindeki
gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın gazetecilerin
sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Ehliyet, liyakat önemli.
Parlamentodaki prensiplerimize dikkat etmemiş, devamda hassasiyet
göstermemiş arkadaşlarımızı listelere koymadık, koymuyoruz. Bir de
bu sefer bir hassasiyet daha gösterdik. Aday adayı arkadaşlardan
yazılı bir taahhüt aldık. "Haftanın üç günü Ankara'dasınız. Üç günü
dışında, hepinizin seçim bölgenizde ofisleriniz olacak. O ofislerde
çalışmaları yürüteceksiniz.
Oralardaki çalışmalarınızı da her hafta rapor edeceksiniz"
dedik.
Bunların taahhüdünü de arkadaşlardan yazılı olarak aldık.
Amerikalılar Sayın İnce'yi niye arasınlar? İade konusunun muhatabı
ya da yetkilisi olmayan birini ne diye arasınlar? Hukuk denen bir
şey var. Biz onun iddialarının aksine, FETÖ ile ilgili "120 koli"
diye bir ifade kullanmadık. "85 koli" dedik.
Yok efendim neymiş? Hepsi gazete kupürüymüş! Peki o zaman o kişinin
parlamentoda kürsüden salladığı o gazete kupürlerine ne demeli?
Dara düştüklerinde yaptıkları tek iş meclis kürsüsünden gazete
küpürü sallamak. Kaldı ki Adalet Bakanlığı'mızın ABD'ye gönderdiği
koliler, FETÖ'yle ilgili bugüne kadar açılan davalar ve
iddianamelerden, onların belgelerinden oluşuyor. Yalan bunların
ruhuna işlemiş. Bu konuda dürüst isen, samimi isen Adalet
Bakanlığı'na müracaat edersin, "Bakın siz böyle böyle diyorsunuz
ama bize de böyle bir şey geldi" dersin. Konuyla ilgili olarak
Başbakan Yardımcımız Bekir Bozdağ çok sert bir basın açıklaması
yaptı. Fakat bunların hiç umurlarında değil. Yaptıkları iş, ya
tutarsa, ya vatandaş inanırsa mantığıyla, yalan söylemekten
ibaret.
BOYKOT KARARI ALDIK
Bu hususta İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, bunların ürünlerine
yönelik bir boykot uygulanması konusunda tavsiye kararı aldık.
Temenni ederim ki İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler alınan
tavsiye kararı doğrultusunda boykot uygulamasına girerler; neticede
oralardan artık herhangi bir ürün alınması da söz konusu olmaz.
Tabii ki biz de aynı şekilde bu durumu gözden geçireceğiz.
Türkiye olarak orayla olan münasebetlerimizi, özellikle ekonomik,
ticari ilişkilerimizi masaya yatıracağız.
Seçimin ardından bizler de bu istikamette adımlarımızı
atacağız.
Bağımsız soruşturma komisyonunu kurma kararı verdik. Ama bu tür bir
komisyonun kurulmasının da ötesinde, Kosova'da olduğu gibi, Bosna
Hersek'te olduğu gibi orada Birleşmiş Milletler'in bir barış
gücünün oluşturulması için de tavsiye kararı aldık.
Bunun caydırıcı olacağını; İsrail'in, Birleşmiş Milletler güçlerine
kurşun sıkmasının kolay olmayacağını düşünüyoruz.
'HAKLISINIZ' DİYORLAR AMA HAREKET YOK
Benim gözlemim, o beşin içinde yer alanlar konuyla pek
ilgilendirmiyorlar.
Beşin dışındakiler ise, ne yazık ki, sadece "Haklısın, doğru
söylüyorsun" diyor. Ama bir şey yapmaya gelince pek bir hareket
yok.
24 Haziran seçimlerinden sonra, bu konunun üzerinde daha fazla
durmamızın faydalı olacağına inanıyorum. Bu konuda sadece bizlere
değil, basına da ciddi görevler düşüyor. Medya mensuplarımız,
dünyanın çeşitli ülkelerine giderek oradaki medya mensuplarıyla bu
tür konuları konuşabilirler. Benim, "Dünya Beşten Büyüktür" adlı
bir kitabım var. Gelen misafirlere hediye ediyorum.
İlgilerini çekiyor. Ama uluslararası camia nezdinde, "Dünya beşten
büyüktür" konusunu çok daha iyi işlememiz lazım. Ben BM Genel
Kurulu'ndan ümitliyim. Genel Kurul'a bir tez getirdiğimiz zaman
dikkat çekiyor.
Bunun zamanlamasını çok iyi yapmamız lazım.
ABD, KUZEY BATI SURİYE'DE ZATEN YOK
Bu, ABD'nin Menbiç'ten YPG'yi çekeceğine işaret gibi yorumlanabilir
mi?
Kuzey Batı Suriye'ye Amerika'nın ne yardımı var? Kuzey Batı
Suriye'de zaten Rusya var. Bu pek tutarlı bir açıklama değil.
Amerika daha çok Menbiç tarafında. Zaten şu anda Amerika'nın
oralardaki yardımı da YPG'ye yönelik silah ve mühimmat.
Amerika'nın oralarda insani yardım faaliyetleri yok. Ayrıca
İdlib'de, Duma'da ABD yok. Oraların hepsi, Afrin dahil o bölge, şu
anda Rusya ile bizim ortak çalışmalar yürüttüğümüz bölge.