11 Mart 2004 sabahı, saat tam 7.37'de, Madrid'deki dört farklı
trende, on ayrı çantada bulunan bombalar eşzamanlı patlatıldı. 191
kişi öldü, 1.800 kişi yaralandı.
İspanya genel seçimlerine sadece üç gün kala patlayan bombalar ve
191'i bulan ağır kayıplar İspanyol halkını derinden sarstı.
Milyonlarca İspanyol sokaklara akın etti ve terö- rü hep beraber
lanetledi. Kral Juan Carlos, seçimi erteleme talebini -evet, özgür
İspanya'da bu kararı Kral veriyor- "bunun bir darbe demek olacağı"
gerekçesiyle reddetti. Nerdeyse tüm terör saldırıları sonrasında
olduğu gibi, iktidar partisi oy kaybetti ve iktidardan düştü.
Saldırıdan sonra olağan şüpheli olarak gözler önce İspanya'da
faaliyet gösteren ayrılıkçı terör örgütü ETA'ya çevrilmişti. Fakat
soruşturma ilerledikçe failin çoğunluğu El Kaide ile bağlantılı
olduğu söylenen teröristler olduğu ortaya çıkarıldı. Soruşturma ve
yargılama üç yıl içinde nihayete erdi ve 28 sanık hapis cezası
aldı. Normal bir ülkede, halkı terörize etmeyi amaçlayan
saldırılarla böyle baş edilir. Ama bizim normal olmamızı ve normal
kalmamızı istemiyorlar.