Önümüzde iki senaryo var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kazanması
daha muhtemel ama gelin ülke için seçeneklere bir bakalım:
Erdoğan kazandığı takdirde Türkiye beş yıl daha Külliye-Meclis
dengesini aksatmadan istikrarla yönetilecek. Bu istikrar tablosu,
hem siyaset hem dış politika hem de ekonomiye güç olarak
yansıyacak.
İç siyasette partiler arası olağan çekişmeler dışında ülkenin
gidişatını sarsacak bir gelişme olmayacaktır. Böylelikle pandemiden
Rusya-Ukrayna savaşına değin pek çok krizde içteki dengeleri sağlam
tutabilen Türkiye, gelecekteki benzer krizlerden de daha az zarar
görecek kurtulacaktır. Hatta yer yer "krizi fırsata dönüştürme"
imkanlarını da değerlendirebilecektir.
Dış politika açısından en önemli başlıklardan biri olan
Rusya-Ukrayna arasındaki arabulucu rolümüz sürecektir. Böylelikle
tahıl anlaşmasındaki gibi başarılarla dünyayı ekonomik krizden
koruyan bir unsur olmayı devam ettirirken, ihracat rakamlarımızda
da yükselemeye devam edeceğiz. Savunma sanayiindeki yükselen
rolümüzün sürmesinden İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği
konusuna, Yunanistan'a karşı direncimizden sınır ötesi
harekâtlarımızın sürekliliğine pek çok stratejik politika hamlemiz
de...