Türkiye'nin içerde ve dışarıda yürüttüğü haklı mücadelesini daha
iyi anlatabilmek amacıyla Sabah Yazarlar Kulübü olarak
İngiltere'deyiz. Bir yandan programlarımıza yetişmeye çalışırken
öncelikle Bahçeli'nin erken seçim çağrısını öğrendik. Ardından CHP
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'dan gelen "Hodri Meydan"
açıklamasını... Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da iki büyük
muhalefet partisinin sandığa işaret etmesine kayıtsız kalmadı ve
seçim tarihini 24 Haziran olarak açıkladı.
Seçim tarihinin kanunen olabilecek en yakın pazar gününe
alınmasının iki sebebi olduğunu düşünüyorum. İlki herkesin aklına
gelen lojistik sebepler, yani vatandaşlar tatil mekânlarına ve
memleketlerine gitmeden sandıkları kurma isteği.
İkincisi ve daha önemli olanı ise, kritik dönemlere denk gelen ve
en son örneğini 7 Haziran öncesindeki saldırılarla net biçimde
gördüğümüz üzere pek çok kanaldan sonuçları manipüle etmeye yönelik
gelebilecek fiziki saldırılar, psikolojik savaş taktikleri ve
finansal operasyonlar... Süre ne kadar az olursa, sonuca müdahale
edilme imkânı da o denli zorlaşmış olacak.
Meral Akşener ve CHP'nin bir ihtimal Saadet Partisi ile ittifak
halinde göstereceği aday ile Erdoğan arasında geçecek
Cumhurbaşkanlığı yarışında büyük bir sürpriz olmazsa, Erdoğan
kazanacaktır. Parlamento seçimleri ise ilginç geçecek. Zira yeni
sistemde seçmen ilk kez koalisyon ihtimali olmayacağını, yürütmenin
istikrarının bozulmayacağını bilerek oy verecek. Bu yüzden Ak Parti
ve CHP gibi daha geniş oy tabanına sahip partiler, alternatifsiz
adresler olmayacaklar.
Son kertede Türkiye demokrasisinin canlılığının kanıtı olan bir
sürece daha girmiş bulunuyoruz. Hayırlı olsun!