Önceki yazıda devletin güvenlik algısı açısından PYD ve DAEŞ'in
kısa bir karşılaştırmasını yapmıştık. PKK sempatizanlarının, devlet
tarafından DAEŞ'ten daha tehlikeli bulunmaya tepki göstermesi
sevindirici. Zira "T.C."ye karşı salt düşmanca hisler besleyenlerin
bu kıyastan ancak memnun olması beklenirdi. Ancak öte yandan,
yıllardır T.C.'nin DAEŞ'i kurduğu/ desteklediği propagandasını
yayanların da bu kıyastan müteessir olmaya ne kadar hakkı vardır,
ayrı bir soru...
Şimdiye kadarki duruşundan, devletin PYD'yi IŞİD'den daha büyük
tehdit olarak görmediği sonucunu çıkarmak mümkün. Zira PYD,
IŞİD'den büyük tehditse, neden yıllardır açıktan desteklediğimiz
Suriyeli muhalif grupların liderleri, Ankara'da bir üst düzey
toplantıda bile ağırlanmamışken Salih Müslim, dün itibariyle
dördüncü kez ağırlanmıştır?
PYD, IŞİD'den büyük tehditse, neden Türkiye, Suriye'ye ilk açıktan
silah yardımını Kobane kuşatması sırasında yapmıştır? PYD, IŞİD'den
büyük tehditse, neden 1000'den fazla PYD'li bizim hastanelerimizde
tedavi edilmiştir?
PYD, IŞİD'den büyük tehditse, neden Cumhurbaşkanımız, 'Kobane'nin
işgal edilmemesi için elimizden geleni yaptık, yine yaparız'
demiştir.
PYD, IŞİD'den büyük tehditse, Türkiye'den Kobane'ye yemek
yardımlarını neden bir gün bile durdurmamıştır?